| Birlerde yanlış bir şey yapmış olmalıyım ki sen bu hale gelmişsin. | Open Subtitles | لابد واننى اقترفت خطأ لكى تصبح بهذا الشكل. |
| Ölü bir saldırgan. Gerçi kafasının bu hale nasıl geldiğini bilemiyorum. | Open Subtitles | واحد من المعتدين ميت ولكن لا أدري كيف رأسـه أصبح هكذا |
| Seni bu hale getirdiğini için o heriften nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أكره هذا الرجل لأنه وضعك في هذا الموقف |
| Çipin bu hale gelmesini kimse beklemiyordu. Bir olayın görüntülerini zihnimde canlandırabiliyorum ve içinde dolaşabiliyorum. | Open Subtitles | إنه شيء تفعله الشريحة لم يتوقعه أحد يمكني خلق صورة إفتراضية من حدث في عقلي |
| Nasıl bu hale geldiğimi gerçekten bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أود حقاً أن أعرف كيف أصبحت بهذا الحال |
| Aslında, görücü usulü evliliğimin kararlaştırıldığı toplantıdan beri bu hale geldim. | Open Subtitles | ولكن, أصبحت هكذا عندما إقترب موعد ترتيب زواجي |
| bu hale gelmemi sağlayan sizsiniz. | Open Subtitles | يداك هي من صاغت غايتي |
| Devlet okullarındaki sistemin onu bu hale getirmiş olmasına gerçekten de üzülüyorum. | Open Subtitles | يحزنني أن نظام المدارس الحكومية أفشله بهذا الشكل |
| Ve hayat bu hale geldiğinde güvenebileceğim birini bulduğumu anladım. | Open Subtitles | و أخيراً وجدت شخصاً يمكننى الإعتماد عليه عندما تقسو علىَّ الحياة بهذا الشكل |
| Ama bir şey suyu bu hale getiriyor. Geceleyin yüzen birileri var. | Open Subtitles | سأثق بك بشأن ذلك ، ولكن شيئاً ما يجعل المياه تبدو بهذا الشكل |
| Kaybettiğim insanlar, öğrendiğim şeyler onlar olmasaydı bu hale gelemezdim. | Open Subtitles | الناس الذين فقدتهم الاشياء التي تعلمتها لن أصبح هكذا بدونهم |
| Tanıştığımızda berbattı, sonra bu hale geldi. | Open Subtitles | كان فوضوي قبل لقائنا و الآن أصبح هكذا |
| Ve sonra nasıl bu hale geldiğini çözmene ihtiyacım var. | Open Subtitles | و عندئذ أريدك أن تكتشفي كيف أصبح هكذا |
| bu hale senin yüzünden geldim. Bana baskı yapıyorlar. Kiminle konuşsam seni tanıyıp tanımadığımı soruyor. | Open Subtitles | أنا,أنا ما كنت في هذا الموقف لولا أنك لفت نظر الشرطة نحوي,كلما قابلت احداً سألني إذا كنت أعرفك |
| Hayır, beni bu hale düşürdüğün sürece istemiyorum. | Open Subtitles | كلا أنا لا اريد إذا كنت تريدين وضعي في هذا الموقف |
| Çipin bu hale gelmesini kimse beklemiyordu. Bir olayın görüntülerini zihnimde canlandırabiliyorum ve içinde dolaşabiliyorum. | Open Subtitles | إنه شيء تفعله الشريحة لم يتوقعه أحد يمكني خلق صورة إفتراضية لحدث في عقلي |
| Suratımın bu hale gelmesine şaşırmamalı. | Open Subtitles | لا أتسائل لم وجهي يبدو بهذا الحال |
| Okul bu hale gelirken aileler sessiz mi kaldı? | Open Subtitles | ..بينما المدرسه أصبحت هكذا الأهالي تركوا الأمر يمر ؟ |
| bu hale gelmemi sağlayan sizsiniz. | Open Subtitles | يداك هي من صاغت غايتي |
| Büyük bir kaza geçirdiği için mezun olamadan okulu bırakmış ve sonrasında bu hale gelmiş diye duydum. | Open Subtitles | لذا تخلت عن الدرساة قبل تخرجها و سمعت انه لهذا السبب اصبحت على ما هي عليه اليوم |
| Hayatın bu hale geldi diye oturup Şikayet etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا تجلس فى مكانك ... تشتكى من الجراح التى اودت بحياتك |
| Ben yaptığım şeye inanamıyorum. Bu hâle nasıl geldim, inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق ماذا فعلت لا أصدق ما الذي أصبحت عليه |
| Sen orta sınıf bir uyuşturucu dağıtıcısıydın. Nasıl bu hale geldin? | Open Subtitles | أنت مُوزّع مُخدّرات من الدرجة الثانية، فكيف أصبحت هذا الشخص؟ |
| Nasıl bu hale geldin ki? | Open Subtitles | كيف أصبحتِ هكذا بحقّ الجحيم؟ |
| Dört tanesini öldürünce bu hale geliyorlar. | Open Subtitles | أصبحوا كذلك بعد قتلك 4 منهم |
| Ama Thuggee Ölüm Kulübü tarafından yakalandım, ve beni bu hale onlar getirdi. | Open Subtitles | لكن ألقي علي القبض من قبل قاتل من عبدة الموت و قاموا بتحويلي إلى هذا ... |
| Dünya Bu hâle gelmişken kimse elini kirletmeden duramaz. | Open Subtitles | لانه لا يوجد أحد أيده نظيفةً حياً في هذا العالم |