| İki yıl önce Bu hastayı göğsünden ameliyat etmiştim. | Open Subtitles | قمت بعملية على ثدي هذه المريضة منذ سنتين. |
| Bu hastayı kurtarabiliriz ama senin tek umursadığın cevabını almak. | Open Subtitles | يمكننا إنقاذ هذه المريضة لكنّ كلّ ما يهمّك هو حصولك على الإجابة |
| - Bu hastayı bana sen getirdin. | Open Subtitles | ـ أنتِ حاصلة على نصف زمالة ـ أنتِ من أحضر هذه المريضة لي |
| Bu aslında Bu hastayı tedavi etmekte kullandığımız akıllı bir bio-malzeme. | TED | هذه في الواقع مادة حيوية ذكية استخدمت بالفعل لعلاج هذا المريض. |
| Ben sadece Bu hastayı mafya depresyonu uzmanı olan bir terapiste yönlendir diyorum. | Open Subtitles | أقول، حولي هذا المريض إلى منخصص في إكتئاب المافيا |
| Bu hastayı görmek zorundayım, and this was the window of time that we were offered. | Open Subtitles | يجب أن أرى هذه المريضة و هذه هي الفترة الزمنية التي عُرِضَت علينا. |
| Bu hastayı transfer etmemiz mümkün değil, | Open Subtitles | حسناً ، ليس من الممكن بالنسبة لنا نقل هذه المريضة |
| - Doğruyu söyle Bu hastayı yakından tanımasaydın yine aynı kararı verir miydin? | Open Subtitles | -لنكن صريحين ... هل ستتخذي هذا القرار إن لم تعرفي هذه المريضة شخصياً؟ |
| Bu hastayı dengeleyene kadar zamana ihtiyacım var. Henüz kımıldatılamaz. | Open Subtitles | عقيد , أحتاج الى لمزيد من الوقت للإستقرار , هذا المريض لا يستطيع الحراك |
| Bu hastayı dengeleyene kadar zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | عقيد , أحتاج للمزيد من الوقت للإستقرار هذا المريض |
| Gidemeyiz, Bu hastayı derhâl incelememiz gerekiyor. | Open Subtitles | لا يمكننا المغادرة. نحتاج فحص هذا المريض حالا |
| Acaba sonra... Sonra konuşsak olur mu? Bu hastayı ameliyata götürmem gerek. | Open Subtitles | انظر, بإمكاننا أن نتحدث لاحقًا أريد إحضار هذا المريض للجراحة |
| En kritik durumdaki hastayı götürmelisin. Bu hastayı götürmelisin. | Open Subtitles | لو أردت أكثر مريض حالته حرجة فإنه هذا المريض |