"bu hiç iyi değil" - Translation from Turkish to Arabic

• هذا ليس جيداً
• هذا ليس جيدا
• هذا ليس جيد
• ذلك ليس جيداً
• هذا ليس جيّداً
• هذا لا يبشر بخير
• هذا ليس جيّدًا
• هذا غير جيد
• هذا ليس خيراً
• وهذا ليس جيدا
• هذا لا يبشّر بالخير
• هذا ليس بجيد
• هذا ليس جيدًا
• هذا ليس جيّد
• هذا ليس شئ جيد

Evet, bu iyi değil. Bu hiç iyi değil.
. أوه أجل ، هذا ليس جيداً ، ليس جيداً على الإطلاق

Bu hiç iyi değil. Onun, ölen kızın odasında olduğunu gösteriyor.
هذا ليس جيداً هذا يثبت وجوده بغرفة القتيلة

Tatlım, Bu hiç iyi değil. Hem de hiç.
اوه عزيزي هذا ليس جيدا ,ليس جيدا على الاطلاق

Bu hiç iyi değil dostum. Birileri bu uyuşturucuları arayacaktır. Rahatla dostum.
هذا ليس جيد يا رجل احدهم سوف يبحث عن هذه المخدرات

- Ve daha da devam edecek... - Bu hiç iyi değil.
و هنالك مازال الكثير لأن يأتي - ذلك ليس جيداً -

Bu hiç iyi değil. Yine oluyor.
هذا ليس جيّداً إنّه يحدث مُجدّداً

Yani, Bu hiç iyi değil. Burası güvenli bir yer değil. Hiç hoşuma gitmedi.
أقصد أن هذا ليس جيداً إنه ليس مكاناً أمناً وأنا لا احب هذا

Ron Bu hiç iyi değil. Bir süpürgenin bu kadar akıllı olması için bir neden yok.
رون هذا ليس جيداً , ليس هناك سبب لتكون مكنسة بهذا الذكاء

Yine başımı ağrıtmaya başladın ve Bu hiç iyi değil benim için.
إنك تجعلني أُصاب بالصداع مرة أخرى و أنت تعرف أن هذا ليس جيداً لي

Şehir Siskel'dan nefret eder, ve bu işine gelir. Pekâlâ, Bu hiç iyi değil.
المدينة تكره سيسكل و التي يعمل بها من أجلك هذا ليس جيداً

Bu hiç iyi değil. Bu çocuğun disipline ihtiyacı var.
هذا ليس جيداً يحتاج هذا الفتى للتأديب

Sen Relaxi-Cab dedin. Bu hiç iyi değil.
أتيت بسيارة الأجرة المريحة هذا ليس جيدا ً

- Bu hiç iyi değil. - Bak bu beni üzdü, Jim.
ـ هذا ليس جيدا ـ حسن ، هذا يؤلمني يا جيم

Uçurumla pençeler arasına sıkıştık kaldık. Bu hiç iyi değil.
عالق ما بين المنحدرات والمخالب هذا ليس جيد

Bu hiç iyi değil, anlıyor musunuz? Daha önce de bu herifle kapalı yerde kalmıştım.
هذا ليس جيد فلقد أحتجزت مع هذا الرجل من قبل ، و كان لطيف للغاية

Bak Bu hiç iyi değil. Stres seviyesi, performansını da etkiliyor.
هذا ليس جيد, الاجهاد يؤثر على عمله

Bu hiç iyi değil. İyi bir mazeret değil.
ذلك ليس جيداً ، ذلك ليس سبباً جيد

Bu hiç iyi değil, Ray. Ne yaparsan yap kılını kımıldatma.
.(هذا ليس جيّداً (راي .أيّما فعلتَ، فلا تتحرّك قيدَ أنملة

Bu hiç iyi değil. Çok güzel.Çok teşekkür ederim.
هذا لا يبشر بخير رائع ,شكرا جزيلا

Bu hiç iyi değil.
هذا ليس جيّدًا.

Söylediklerime inanmıyorsan, Bu hiç iyi değil.
هذا غير جيد أذا لا تصدق ما أقول

- Bu hiç iyi değil.
ـ هذا ليس خيراً.

Tanrım Bu hiç iyi değil.
السيد المسيح، وهذا ليس جيدا.

Bu hiç iyi değil.
هذا لا يبشّر بالخير

Tanrım. Bu hiç iyi değil. Hayır.
ياربى هذا ليس بجيد

Bu hiç iyi değil. Yine oluyor.
هذا ليس جيدًا فهو يحدث مجددًا.

Bu hiç iyi değil.
هذا ليس جيّد

Bu hiç iyi değil.
اوه , اوه. هذا ليس شئ جيد