| Glenn'e Bu ilişkiyi bitirmesi için para vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدفع لـ غلين لكي أخرج من تلك العلاقة. | 
| Niye hislerin Bu ilişkiyi bozmasına izin verdin? | Open Subtitles | لماذا تجعل تلت الأحاسيس تؤثر على تلك العلاقة | 
| Duyguların Bu ilişkiyi karıştırmasına neden müsade ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تجعل تلت الأحاسيس تؤثر على تلك العلاقة | 
| Olaya,geniş açıdan bakarsan Bu ilişkiyi aslında teşvik bile etmelisin. | Open Subtitles | في الواقع،إذا رايت الصورة أكبر أنت تشجع على هذه العلاقة | 
| O yüzden de umarım Bu ilişkiyi bitirmenizi söylediğimde beni dinlersiniz. | Open Subtitles | لذا آمل أن تسمعا كلامي حينما أخبركما أن تنهيا هذه العلاقة | 
| Bu ilişkiyi sadece eğlence arabada ve otobüste sevişmek olarak görüyorsun ama öyle değil. | Open Subtitles | اعلم انكِ تعتقدين ان هذه العلاقه فقط للمرح و ممارسه الجنس في السيارات و الحافلات لكنها ليست كذلك ليست بالنسبه لي | 
| Bu ilişkiyi kurmak yıllarımızı aldı,... | Open Subtitles | لقد تتطلب الامر عامين كى نبنى هذه العلاقه بيننا | 
| Yalnız kalacakları bir süre tanıyarak Bu ilişkiyi desteklemek istedik. | Open Subtitles | لقد قررنا بهذه الشراكه منحهم بعض الوقت | 
| Bu ilişkiyi kabul etmek istemiyor gibisin. | Open Subtitles | كأننا لا نريد الإعتراف بهذه العلاقة على الإطلاق | 
| Belki de Bu ilişkiyi biraz ağırdan alma zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | لربما حان الوقت لإبطاء تلك العلاقة قليلاً | 
| Hayatımda yaptığım son şey bile olsa Bu ilişkiyi sona erdireceğim. | Open Subtitles | سأعمل على إنهاء تلك العلاقة ولو كان آخر ما سأفعله في حياتي | 
| Bu ilişkiyi nasıl olup da onayladığım gibi şeyler. | Open Subtitles | ..أشياء من قبيل أنني كنتُ موافقة على تلك العلاقة | 
| Bu ilişkiyi onca senedir kafasında kurdu ama beklentilerine karşılık alabilmesi mümkün bile değil. | Open Subtitles | حسناً,لقد امضت الكثير من السنين تبنى تلك العلاقة ،فى رأسها ولا يوجد اى وسيلة على الأطلاق | 
| Ve sen de onun dostu olduğun için merak ediyorum aralarındaki Bu ilişkiyi istediğimi bana getirmek için neden kullanmadın? | Open Subtitles | ولأنَّك مشهور بأنَّك صديقه المقرَّب. عليّ أن أتسائل لم لم تستغل تلك العلاقة لتفعل ما طلبته منك. | 
| Öte yandan çizgisel iletişim Bu ilişkiyi ayrıştırır. | TED | التواصل الذي يعتمد على الأشكال، من ناحية أخرى، فصل هذه العلاقة. | 
| Şu düşünceye dayanıyor; polis ve mahalle sakinleri arasındaki olumlu sosyal etkileşimler için fırsatları artırabilirseniz, Bu ilişkiyi yeniden kurabilir ve aynı zamanda mahalleyi de aktif hâle getirebilirsiniz. | TED | إنّها قائمة على فكرة أن إذا كان بإمكانك زيادة الفرص من أجل تفاعل إجتماعي إيجابي بين الشّرطة وأفراد المجتمع، يمكنك بناء هذه العلاقة و تنشيط الحيّ في آنٍ واحد. | 
| Sana Bu ilişkiyi bir güç kaynağı olarak verdiler. | Open Subtitles | لقد منحوك هذه العلاقه كمصدر قوه | 
| Sana Bu ilişkiyi bir güç kaynağı olarak verdiler. | Open Subtitles | لقد منحوك هذه العلاقه كمصدر قوه | 
| Yalnız kalacakları bir süre tanıyarak Bu ilişkiyi desteklemek istedik. | Open Subtitles | لقد قررنا بهذه الشراكه منحهم بعض الوقت | 
| Bu ilişkiyi istiyor musun istemiyor musun? | Open Subtitles | هل تريد أن تكون بهذه العلاقة أم لا ؟ |