| Ve bu kaderden kaçmak için en ufak bir umut varsa, kaçarım diye düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أني سأقبل حتى بأضعف فرصة للهروب من هذا المصير كنتُ سآخذه |
| Eğer bu kaderden korunmak isterseniz, onu yok etmeme izin vermeniz gerek. | Open Subtitles | لو أردتم أن تتفادوا هذا المصير يجب أن تسمحوا لي بتدميره |
| Bir fırsatın çıkıp oğlumu da bu kaderden azat etmesini umuyorum sadece. | Open Subtitles | آمل أن يأتي شيء لتحرير إبني من هذا المصير |
| Bir de bu kaderden kaçabileceğini sandın. | Open Subtitles | ظننتَ أنّ بإمكانك الإفلات مِنْ هذا المصير |
| Benim için önceden belirlenen bu kaderden kurtulmak için bu gerekiyorsa olsun o zaman. | Open Subtitles | حسنٌ ... إنْ كان ذلكَ ما يتطلبه الخروج من هذا المصير الذي قُرر لأجلي فليكن |
| Ama bu kaderden nasıl sakınacağınıza dair size bir örnek göstereceğim. | Open Subtitles | لكن... ... سوف أريكم مثالا كيف تتجنبون هذا المصير. |