| bu kesin, efendim, ama göstericilerle polisin suç ortaklığı kesin. | Open Subtitles | هذا مؤكد يا سيدى لكن تواطؤ البوليس مع المتظاهرين شئ مؤكد |
| Kimse orman içi sızmadan bahsetmemişti bu kesin. | Open Subtitles | انهم لا يقولون شيئا بالنسبه الى هذا هذا مؤكد |
| İnanç kalbini güçlendirecek, zayıf bir ihtimal olsa da... en azından bu kesin. | Open Subtitles | القلب المخلص هو من سيمنحك القوة على الأقل هذا مؤكد |
| Hava çok bozuk. bu kesin. | Open Subtitles | انها اشياء عنيفة جدا ً هذا أكيد |
| Birilerine ödedi,bu kesin. | Open Subtitles | حسنا, لقد دفع لأحد ما , هذا أكيد |
| Araba müptelaları burayı bulmakta pek zorluk çekmiyordur, bu kesin! | Open Subtitles | كيكرز صور لا يمكن أن يكون الكثير من المتاعب العثور على المكان، هذا أمر مؤكد. |
| - Pantolonunu çek, Brandon. - Oh, afedersin. Kalıpları kırdın, Burlsworth, bu kesin. | Open Subtitles | ـ ارفع سروالك براندن ـ اسف لقد اتلفوا القالب بعدك يا بيرلسورث هذا اكيد |
| Stan, şöhretler listesindeki en yakışıklı erkek olacaksın, işte bu kesin. | Open Subtitles | ستان سوف تكون أفضل شخص في صالة الشهرة هذا بالتأكيد |
| Bağdat'ın elinde halihazırda aktif olan kimyasal ve biyolojik silah var, bu kesin. | Open Subtitles | إن بغداد لديها أسلحة بيولوجية و كيماوية نشطة حاليا ، هذا مؤكد |
| Bu torbaya tek başına giremez. bu kesin. | Open Subtitles | . انها لم تقيد نفسها فى هذا السيرير اللعين . هذا مؤكد |
| Evet senin özel yeteneklerin ilişkimizde önemli bir yer tutuyor bu kesin. | Open Subtitles | أجل، لقدراتك الخاصة، دور أساسي في علاقتنا. هذا مؤكد. |
| Tam zamanında geri dönmüşüm. Burada huzura ihtiyacımız var, bu kesin. | Open Subtitles | لحسن حظي وصلت بالوقت المناسب - يلزمنا أستقرار هنا, هذا مؤكد - |
| Bir daha sizi dinlemeyeceğim, bu kesin! | Open Subtitles | حسناً، لن أصغي إليك مجدداً، هذا مؤكد |
| bu kesin, doğal olarak döngü böyledir. | Open Subtitles | هذا مؤكد هذا الطريق الطبيعى للأشياء |
| JF: bu kesin. | TED | ج.ف: هذا أكيد. |
| Bu beni susturacak. bu kesin. | Open Subtitles | ذلك لن يجعلني أتكلم هذا أكيد |
| Blum ve işbirlikçileri için ağır bedel ödüyoruz, bu kesin. | Open Subtitles | بعد بلوم و كامبوني هذا أكيد |
| Dans edemeyecek kadar şişmandı, bu kesin. | Open Subtitles | ربما كانت بدينة أيضا كانت بدينة جدا لترقص هذا أمر مؤكد |
| Senin için zor olacak, bu kesin. | Open Subtitles | ، سيكون شيئـاً صعباً عليك هذا أمر مؤكد |
| Ailenin yerini hiçbir şey tutmaz, bu kesin. | Open Subtitles | حسنا, لا يوجد بديل عن العائلة, هذا اكيد |
| Misal: "Ya millet bu kesin İncil'de olacak!" | Open Subtitles | يا رفاق هذا بالتأكيد سيصبح في الإنجيل |
| Sen benimle çıkıyor olmazdın, bu kesin. | Open Subtitles | أنت لن تواعدني , وهذا أمر مؤكد |
| Neredeyse ölüyorduk, bu kesin. | Open Subtitles | تقريبا, ضحت بروحها أنا متأكد |