| Onun ve bu krizde hayatını kaybeden diğer masum hayatlar için, halkımla beraber yas tutuyorum. | Open Subtitles | أنا أضم صوتي للشعب الأمريكي في الحداد عليه وعلى كل روحٍ بريئة قضت نحبها أثناء هذه الأزمة |
| Ama sen, Kardinal bu krizde bizim destekçimiz olacaksın. | Open Subtitles | لكنك يا كاردينال ستكون دعمنا في هذه الأزمة |
| Birkaç meclis üyesiyle çalıştık, onların bu krizde ortaya koyduğu yönetim sorumsuzluğu beni gerçekten şoka uğrattı. | Open Subtitles | عملت عضو بعدة مجالس وأنا متمسك بإفتقار المسؤولية المتخدة من مدراء هذه الأزمة |
| Banka müdiresi Lillian Brandt ile birlikteyiz kendisi bu krizde rehinelerden biriydi. | Open Subtitles | نحن هنا مع مدير بنك، ليليان براندت، الذي هو واحد من الرهائن في هذه الأزمة. |
| Amerika'nın bu krizde,yurtdışında tecrübeli diplomatlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | أمريكا" في هذه الأزمة تحتاج لدبلوماسيين" من ذوي خبرة في المفاوضات الخارجية |
| dedi. (Gülüşmeler) Bence, bu krizde insanların bir sonraki hamleyi yapmayı beklediği noktadayız. | TED | (ضحك) تعرفين، نحن في موقع، أظن، في هذه الأزمة حيث يرغب الناس في اتخاذ الخطوة التالية. |
| George bu krizde sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | (جورج) سأفعل كل ما بوسعي لأساعد في هذه الأزمة |
| Lynn'in bu krizde bize önderlik edecek kabiliyeti yok. | Open Subtitles | إن (لين) غير قادر على قيادتنا في هذه الأزمة |