| Okunaksız bu mektuplar bu mahkemenin saygınlığını incitir. | Open Subtitles | رسائل رمزية التي من شأنها أن تسيء لكرامة هذه المحكمة |
| Aslında bu mahkemenin yetkisini kabul etmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعترف بسلطة هذه المحكمة أصلاً أليس كذلك ؟ |
| Sayın Yargıç, bu gereksiz böcekler bu mahkemenin değerli vaktini yeterince çalmadı mı? | Open Subtitles | سيادتك، ألم تقم هذه الحشرات السخيفة بأخذ ما يكفي من وقت هذه المحكمة الثمين؟ |
| bu mahkemenin bana verdiği yetkiye dayanarak hepinizin asılarak idam edilmesine karar veriyorum. | Open Subtitles | بموجب السلطة المعطاة لي من قبل هذه المحكمة أحكم امامكم جميعاً عليه بالموت شنقاً |
| Ben de size bu mahkemenin, kimliğinden kuşku duyduğu birini cinayetten yargılamayacağını hatırlatırım. | Open Subtitles | وأنا فلتسمح لي بتذكيرك ... بأن المحكمة لن تحاكم رجلاً بجريمة ... ما دامت شخصيته محل شك |
| Tüm saygımla, bu mahkemenin, onun akli durumu hakkında Skokie'nin psikolojik hükmünü reddetmesi yetkisi yok. | Open Subtitles | مع احترامي ولكن هذه المحكمة لا تملك السلطة لتجاوز قرار الطبيب النفسي في قسم شرطة سكوكي فيما يخص حالتها العقلية |
| Hayır, sayın yargıç, bu mahkemenin konu üzerinde takdir yetkisini sorguluyoruz. | Open Subtitles | لتقدير هذه المحكمة ما إذا كانت تريد النظر في القضية. |
| Hükümet, bu mahkemenin otoritesine saygısızlıktan başka bir şey göstermedi bu yüzden boş boş selam verdiğim için beni bağışlayın. | Open Subtitles | الحكومة لم تظهر سوى عدم الاحترام لسلطة هذه المحكمة اذا، أظهروا لي الاحترام الأجوف |
| bu mahkemenin kararı, 100 saatlik bir kamu hizmeti sunmanızdır. | Open Subtitles | انه بحكم هذه المحكمة ان تقضي 100 ساعة من الخدمة الاجتماعية |
| bu mahkemenin kararı doğrultusunda sanık ölüme mahkum edilmiştir. | Open Subtitles | وبحُكمٍ من هذه المحكمة أنَّ المُتَّهم .يجبُ أن يعاقب بالإعدام |
| Fakat bu mahkemenin kararını değiştirecek bir cevap verebileceğinizi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | على الرغم من أنني أشك بوجود جواب يمنع هذه المحكمة من فصلكما من سادة الزمن |
| Davalı bu mahkemenin yetkisini kabul etmiyor ve resmi bir şekilde protesto etmek istiyor. | Open Subtitles | المتهم لا يعترف بسلطة هذه المحكمة... ويرغب بتقديم إحتجاج رسمي بدلاً من الإلتماس |
| Darbe karşıtı bu mahkemenin başkanı olarak, seni vatan haini ilan ediyorum. | Open Subtitles | ...قائد هذه المحكمة المظادة للثورة... ان وجدتك متهم بالخيانة. |
| Bana bu mahkemenin komünistler için olduğu söylendi. | Open Subtitles | سمعت أن هذه المحكمة كانت للشيوعيين |
| Bay McAvoy bu mahkemenin emrine uymayı reddetti. | Open Subtitles | السيد (مكفوي) رفض الامتثال لقرار هذه المحكمة. |
| bu mahkemenin kararı budur | Open Subtitles | وهذا هو حكم هذه المحكمة |
| "bu mahkemenin kararı, yarın tam öğle vakti Nottingham meydanına götürülüp ölene dek boynundan asılmandır." | Open Subtitles | " بحكم هذه المحكمة , في ظهيرة الغد ستصحب... لميدان (نوتنغهام) وتشنق حتى الموت |
| Bay Morangez, bu mahkemenin emriyle Bayan Morangez ve evinin 900 metreden fazla yakınına yaklaşmanız yasaklanmıştır. | Open Subtitles | مستر (مَرِنجي) , بأمر هذه المحكمة أنت غير مسموح لك بالتواجد بعد الآن في نطاق مسافة قدرها 1000 ياردة من مسز (مَرِنجي) أو محل إقامتها |
| -Çünkü bu mahkemenin yeni... kanıtlara dayanarak talebi kabul etmeyeceğini düşünmüştük. | Open Subtitles | .... حسنا , نحن افترضنا أن المحكمة لن تقبل الإلتماس المبني على أدلة جديدة |