| Bu odadaki herkes kendi alanlarına özgü mum problemleri ile uğraşıyor. | TED | كل شخص في هذه الغرفة يتعامل مع نسخته الخاصة من لغز الشمعة. |
| Neden Bu odadaki herkes iskeleye vurduğunu hissediyor? | Open Subtitles | لماذا كل شخص في هذه الغرفة يبحث عن أعذار؟ |
| Bu odadaki herkes ne söylediğini duydu mu? | Open Subtitles | هل كل شخص في هذه الغرفة سمع الان ما قاله للتو ؟ |
| Ve eğer beni gitmek istediğim yere götürmezsen Bu odadaki herkes ölecek. | Open Subtitles | سوف أقتل كل من في الغرفة إذا لم تدلني على مكان الذهب |
| Bu odadaki herkes cinsel eğilimleri düşünüyor. | Open Subtitles | كُلّ شخص في هذه الغرفةِ يعتقدُ بالتوجيهِ الجنسيِ |
| Eminim ki, Bu odadaki herkes çok yenilikçi. | TED | انا متأكدة بأن الجميع في هذه الغرفة مبتكر للغاية |
| Hepimiz biliyoruz ki Bu odadaki herkes hatalar yapmıştır. | TED | في الحقيقة الجميع هنا في هذه القاعة .. يرتكب الأخطاء |
| Bu odadaki herkes Amerika'nın en değerli şehirlerinden birini vuran zor zamanların kurbanı. | Open Subtitles | جميع من في الغرفة يشتركون بكونهم ضحايا للأوقات العصيبة التي أصابت واحدة من أكثر المدن الأمريكية الثمينة |
| Bu odadaki herkes, diğerlerinin bilmediği bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | لكنها لا تنفع. كل شخص في هذه الغرفة يعرف أشياء لا يعرفها الآخرون هنا. |
| Bu odadaki herkes, bu evrende yalnız olmadığımızı biliyor. | Open Subtitles | كل شخص في هذه الغرفة يعرف أننا لسنا وحدنا في هذا العالم |
| Bu odadaki herkes bir gelinlik kaybetmiştir. | Open Subtitles | حرفيا كل شخص في هذه الغرفة فقد فستان زفافك |
| Jack, Bu odadaki herkes bu adam dışında, kızını bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | بماذا؟ ماضيه؟ جاك,كل شخص في هذه الغرفة |
| Bu odadaki herkes onun ailesi. | Open Subtitles | كل شخص في هذه الغرفة بمثابة عائلتها |
| Bu odadaki herkes eskiden bebekti -- (Gülüşmeler) kendine özgü bir doğuş hakkı ile. | TED | كل شخص في هذه الغرفة كان طفلًا في السابق -- (ضحك) مع حق طفولي مميز. |
| Bu odadaki herkes. Bu odadaki herkes ceplerinizi boşaltın! Hemen! | Open Subtitles | كل من في الغرفة أأمركم أن تفرغوا جيوبكم الآن وفورا |
| Eğer Mitch McDeere bu dava ile ilgili gerçeği anlarsa, Bu odadaki herkes hapse girer. | Open Subtitles | إذا ميتش ماكدير وجد الحقيقة في هذه القضية كُلّ شخص في هذه الغرفةِ سَيَسْجنُ |
| Bu odadaki herkes, mezun olduğunda aldığı derslere bağlı olmaksızın FBI' ya başvuru yapma şansına sahip olacak. | Open Subtitles | الجميع في هذه الغرفة ما ان تتخرجوا بغض النظر عن مجرى دراستكم فهو مرشح للانضمام للأف بي اي |
| Eminim Bu odadaki herkes onun bir kahraman olduğunu kabul ediyordur. | Open Subtitles | وأنا واثق من أنني أتحدث نيابة عن الجميع هنا عندما أصفه بالبطل. |
| Bu odadaki herkes Amerika'nın en değerli şehirlerinden birini vuran zor zamanların kurbanı. | Open Subtitles | جميع من في الغرفة يشتركون بكونهم ضحايا للأوقات العصيبة التي أصابت واحدة من أكثر المدن الأمريكية الثمينة |