| Polis yetkilileri ile biraz önce konuştum ve bana bu olaya en iyi adamlarını tahsis ettiklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد قابلت أحد القادات الحكوميه للتو 000 ولقد أكد لى أنهم يضعون أفضل رجالهم فى هذه القضيه |
| Polis yetkilileri ile biraz önce konuştum ve bana bu olaya en iyi adamlarını tahsis ettiklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد قابلت أحد القادات الحكوميه للتو ولقد أكد لى أنهم يضعون أفضل رجالهم فى هذه القضيه |
| bu olaya da bulaşmış olmalı. Onu bir yoklasanız iyi olur. | Open Subtitles | ومنذ فترة ينوي على التمرد وقد يكون له يد في هذه القضية. |
| Ayaklanma niyetinde olması bu olaya karıştığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | من الأفضل أن تتأكد منه. وجودالنيةعلىالتمرد, لا يعني بأن له يد في هذه القضية. |
| Patron, bu olaya biraz farklı yaklaşmanı anlıyorum. | Open Subtitles | ايها الرئيس ، أتفهم معالجتك لهذه القضية بإختلاف عن باقي القضايا |
| Kiera benimle görüşmesi gerektiğini söyledi. - Seni bu olaya dahil mi etti? | Open Subtitles | كيرا" قالت أنها تحتاج أن تراني " - لقد ضمتك لهذه القضية ؟ |
| bu olaya biz de dahiliz. | Open Subtitles | نحن نشارك في هذا |
| NÜKLEER YANGINDAN KURTULANLAR bu olaya "KIYAMET GÜNÜ" ADINI VERDİLER. | Open Subtitles | والناجون من الحريق النووي أطلقوا على هذا الحدث "يوم الحساب" |
| - Bütün Boston bürosu bu olaya odaklandı. | Open Subtitles | لدينا مكتب بوسطن لتحقيقات كله يعمل على هذه القضيه |
| Tüm dikkatimizi bu olaya verdik. | Open Subtitles | هذه القضيه اعطت انتباهنا الابعد |
| Lincoln Rhyme artık bu olaya bakmıyor. Ben devralıyorum. | Open Subtitles | ـ (لينكولن رايم) لم يعد يعمل فى هذه القضيه سأتولى أنا الأمر |
| Bizi buraya davet eden ve dikkatimizi bu olaya çeken beyefendiyi size tanıtmak istiyorum. | Open Subtitles | أحب أنا أعرفكم إلي أحد الأشخصا المهمين بالقضية الذي جعلونا ننتبه لهم في هذه القضية و بالواقع هو الذي دعانا للمجئ هنا |
| Federallerin bu olaya bakmasının sebebi nedir? | Open Subtitles | ما الذي يستدعي تدخل المباحث الفيدرالية في هذه القضية ؟ |
| Ayrıca önceliği bu olaya getirdiğinden beridir bir çıkar çatışması olduğu ortada. | Open Subtitles | بالإضافة لهذا ، هذا بالقطع تضارب في المصالح حيث انك قائد التحقيق في هذه القضية |
| Yöntemine bakınca zanlı kurbanlarını tedavi ediyor bu olaya farklı bir açıdan bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | بناء على الطريقة التي يعامل هذا الجاني ضحاياه فيجب ان ننظر لهذه القضية بشكل مختلف |
| bu olaya bakmasını isteyeceğiniz biri varsa o da benimdir. | Open Subtitles | لا يوجد من هو أنسب لهذه القضية... أكثر منّي |
| Söylemeye gerek yok ama Watson ve ben bu olaya tüm dikkatimizi vereceğiz. | Open Subtitles | لا أحتاج لقولها لك، لكن أنا و(واطسون) سنكرس تركيزنا التام لهذه القضية. |
| bu olaya biz de dahiliz. | Open Subtitles | نحن نشارك في هذا |
| Her hafta gerceklesen bu olaya, sadece Arbitrum ATM'de bulunan kameralar sahitti. | Open Subtitles | الشاهد الوحيد على هذا الحدث الأسبوعي كانت الكاميرا الرقمية، في ماكينة الصراف الآلي لشركة البريد الخاصه. |
| Sabırsızlıkla bekliyorum. bu olaya daha önce hiç katılamamıştım. | Open Subtitles | أتطلّع لذلك لم أقم بتغطية هذا الحدث من قبل |