| Aslında bu pazarın bir parçası özünde bunu yapmakla ilgiliydi. | Open Subtitles | وهذا هو في الواقع جزء مما هو عليه هذا السوق |
| bu pazarın varlık amacı, mezada gelenlerin parasını tokatlamaktır. | Open Subtitles | لكن هدف هذا السوق هو خداع من أتوا من أجل المزاد. |
| (Gülüşmeler) Şu anda bu pazarın yıllık 800 milyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. | TED | (ضحك) هذا السوق الآن يقدر بأكثر من 800 مليون دولار سنويا |
| Clancy, bu pazarın etrafındakileri tanıyan bir adama benziyorsun. | Open Subtitles | (كلانسي), يبدو عليك أنك رجلاٌ يعرف طريقه حول هذا السوق. |