| Bayan Gordon, söyler misiniz, neden Bu sandalye onun için çok kıymetliydi? | Open Subtitles | آنسة جوردن ، اخبريني لم كانت تجلس طويلا على هذا الكرسي ؟ |
| O zamandan beri Bu sandalye, iyilikten anlamayan bu adanın bekasını korumak için limanı gözlediğim hisarımın üzerinde bulunuyor. | Open Subtitles | ومنذ لك الوقت، أصبح هذا الكرسي هنا، فوق حصنيّ الذي أراقب منه الميناء، وأحميه لمصلحة هذه الجزيرة الناكرة للجميل. |
| - Seninle kıyaslandığında Bu sandalye de dahidir - Bu müthiş bir akıldan çıkan bir plan. | Open Subtitles | ـ مقارنة بك فإن هذا الكرسي عبقري ـ هذا تخطيط عقل عظيم |
| Ödevin bitene kadar, poponun tekmemden uzak kalabileceği tek yer Bu sandalye! | Open Subtitles | حتى تنتهي من حل واجباتك المكان الوحيد الآمن لك من قدمي هو هذا المقعد |
| Eğer bana katılmak istersen, Bu sandalye boş. | Open Subtitles | في حالة إن كنت تتسائلين ، هذا المقعد شاغر |
| Hayatımın geri kalanı boyunca, Bu sandalye bana yaptığımı hatırlatacak. | Open Subtitles | لبقية حياتي، سيذكرني هذا الكرسي بما اقترفته. |
| Bu sandalye kumaşı sıkıştırılmış köpükten yapıldı. | Open Subtitles | مقعد هذا الكرسي مصنوع من الرغوة المضغوطة |
| Bacaklarınız uzun olduğundan Bu sandalye rahatsız edecektir. | Open Subtitles | هذا الكرسي لايناسـب أصحاب السـيقان الطويلة |
| Bu durum benim için Bu sandalye kadar gerçek. | Open Subtitles | هذهالحالة.. بالنسبة ليّ، أنها حقيقية مثل هذا الكرسي. |
| Bu sandalye ile kapının açılmasını engelleyeceğim. | Open Subtitles | سأحرك هذا الكرسي وأغلق به الباب |
| Bu sandalye sayesinde bir insandan fazlasıyım. | Open Subtitles | لأن هذا الكرسي يجلعني أكثر من إنسان |
| Ne yapıyorsun? ! Bu sandalye benim oluyor. | Open Subtitles | . ان كنت لا تمانع , ان هذا الكرسي ملكي |
| Bu sandalye ergonomik olarak kasılmalara karşı dizayn edilmiş. | Open Subtitles | ... حسنا أقصد أن هذا الكرسي مصصم بعناية لتحسين تموضع الجسم |
| İyisiyle, kötüsüyle, Bu sandalye benim bir parçam. | Open Subtitles | في السراء والضراء، هذا الكرسي جزء مني. |
| Bu sebepten ötürü, Lucille Bluth'un duruşmasındaki Bu sandalye boştu. | Open Subtitles | ولهذا السبب هذا الكرسي (كان خالياً في محاكمة (لوسيل بلوث |
| Güzel bir kadın yaklaşıyor. "Bu sandalye dolu mu?" diye soruyor. | Open Subtitles | امرأة جميلة تقترب و تسأل هل هذا المقعد محجوز ؟ |
| Güzel bir kadın yaklaşıyor. "Bu sandalye dolu mu?" diye soruyor. | Open Subtitles | امرأة جميلة تقترب و تسأل هل هذا المقعد محجوز ؟ |
| Afedersiniz Bu sandalye boş mu? | Open Subtitles | أعذرنـي هـل هذا المقعد مـحجوز؟ |
| Ben de bir şey anlatıyordum ama Bu sandalye senin için o kadar önemliyse... | Open Subtitles | حسناً ولكنني كنت أفكر ... لو كان هذا المقعد مهماً لكِ |
| Evlat, Bu sandalye seni daha güçlü yapıyor. | Open Subtitles | يا بني ، هذا المقعد يجعلك أقوى |
| Bu sandalye yüksek derim ben. | Open Subtitles | هذا المقعد مرتفع ، من رأيي |
| Kesin bu rolü alırdım. Üzgünüm, Bu sandalye dolu. | Open Subtitles | حقاًأجدتهذاالدور آسف,هذاالمقعدمحجوز |