| Pekala Bu yeterli olur, zaman ayırdığın için sağ ol ahbap. | Open Subtitles | حسناً، هذا يكفي. شكراً على ما أعطيتني من وقتك يا رفيق. |
| Ve Bu yeterli. ben kendime düşeni yaptım. | Open Subtitles | و هذا يكفي .. لقد فعلت الجزء الذي علي .. |
| 21. yuzyilin yeni dili olarak yayinlandi. (Saskinlik ifadesi). Gallerde kucuk bir koyde buyuyen biri icin, Bu yeterli. | TED | فإنها اللغة الجديدة للقرن الواحد و العشرين لشخص نشأ في وايلز في قرية صغيرة, هذا كافي |
| Hayır, diğerleri için Bu yeterli olmuştu. | Open Subtitles | كلا ، لقد كان هذا كافياً بالنسبة للآخرين |
| Bu yeterli olmazsa, orta okulda yaptığım gibi kayıtları çalacağım. | Open Subtitles | واذا لم يكن ذلك كافياً, ففى المدرسة الابتدائية قمت بتحطيم الارقام القياسية فى رياضة السحب لأعلى |
| Bu yumurta hırsızını bertaraf için Bu yeterli, fakat ufak dinozor biliyor ki başkaları da olacak. | Open Subtitles | قد يكون هذا كافيا مع سارق البيض هذا لكن الديناصورات تعرف انه سيكون هناك آخرون |
| Kalem vuruşlarındaki farklılıkları açıklamak için Bu yeterli bir neden. | Open Subtitles | وهذا يكفي لتفسير الاختلافات في ضربات القلم |
| Böyle bir şey yok. Aynı şeye, aynı yerden bakabilmek Bu yeterli olmalı. | Open Subtitles | اذا كانو واقفين في نفس المكان وينظرون في الشيء نفسه, هذا يكفي |
| - Bu yeterli değil bence. - Hiç tutuklanmamış. Baktım. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا يكفي لا ، أعرف أنه لم يقبض عليه قمتي بعمل تحقيق للخلفية |
| O zaman asıl soru... Bu yeterli mi? | Open Subtitles | .. حسنا، السؤال المهم الآن هل هذا يكفي ؟ |
| Tamam, hadi. Bu yeterli. Bu hiç hoş değil. | Open Subtitles | الآن, هيّا هذا يكفي إنها ليست جيدة |
| Bu yeterli mi yoksa bundan fazlasına mı ihtiyacın var? | Open Subtitles | هل هذا كافي ؟ ام تحتاجين اكثر من هذا ؟ |
| 6 yıI oldu, Bence Bu yeterli. | Open Subtitles | لقد مكثتُ ستة سنوات حتى الآن أظن أن هذا كافي |
| Hazırladığım adlitıp verisi bunu kanıtlıyor. Bu yeterli olmalı. | Open Subtitles | و المعلومات التخصصية التي جمعتها تثبت ذلك يجب ان يكون هذا كافياً |
| Evet, üçe karşı iki. Bu yeterli olacaktır. | Open Subtitles | حسناً ، إنها ثلاثة ضد واحد ينبغي أن يكون هذا كافياً |
| Elinde silah olmasını da anlarım Bu yeterli de, ama hâlâ sebebini anlayabilmiş değilim. | Open Subtitles | يمكنني أن أضع المسدس في يده وسيكون ذلك كافياً ولكني لا أزال لا أفهم لماذا |
| Evet, haydi. Bazı zamanlar Bu yeterli olmaz, öyle değil mi? | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا يكون هذا كافيا |
| Seni deponun dışında gördü. Bu yeterli. | Open Subtitles | لقد رأتك خارج المقر، وهذا يكفي |
| Elimizden geleni yaparız. Bazen Bu yeterli olur. | Open Subtitles | جميعنا نفعل ما بوسعنا أحيانًا يكون هذا كافيًا |
| Eğer Bu yeterli değilse gizli bir belge bugün The Post'a sızdırıldı. | Open Subtitles | إن لم يكن هذا كافٍ وثيقة سرية "تمَّ تسريبها" اليوم لصحيفة البوست |
| Bu bize işi nasıl yaptıklarını gösterir ki genelde Bu yeterli olur. | Open Subtitles | سنعرف بعدها طريقة عملهم في العادة سيكون ذلك كافيا |
| Bu yeterli değil. Size yardım edemem. | Open Subtitles | لا يكفي ذلك ليس بوسعي مساعدتك |
| Öyle anlaşılıyor ki bu ülkede başka her şey satılık dolayısıyla, Bu yeterli bir motivasyon olur mu? | Open Subtitles | يبدو أن كل شئ للبيع في هذا البلد هل هذا كاف لتحفيزك؟ |
| Bu yeterli olacaktır. Şapka ve paltolar lütfen. | Open Subtitles | يكفي هذا جدا القبعات والمعاطف من فضلكم |
| İşte gidiyorlar. Bu yeterli değil mi? | Open Subtitles | أنهمفى طريقهمللرحيل، هل هذا ليس جيد بما فيه الكفاية لك؟ |
| - Hayır, Bu yeterli. | Open Subtitles | - لا , هذا يكفى |
| Gösteriş yaptın. Bu yeterli. Dinlen, kafanı şişirmek istemem. | Open Subtitles | كنت سلساً هذا يكفيني استرح قليلاً انا لا اريدك منتفخ العينان |