| Babam bir keresinde Bubbie'nin komşunun köpeğini öldürdüğünü söylemişti. | Open Subtitles | أبي أخبرني مرة أن (بابي) قتلت كلب الجيران |
| Francie olmayan Bubbie'nin odasında yatabilir. | Open Subtitles | "(ليست (فرانسي" (يمكنها النوم في غرفة (بابي |
| Velayetimiz, yazın babama verilmişti. Bubbie ile bizi sahildeki parka götürürdü. | Open Subtitles | كان أبي يملك حق الوصاية في الصيف فيضعنا عند (بابي) ويذهب للحلبة |
| Bubbie en sevdiğin yemeği yaptı. Matzo albondigas. | Open Subtitles | بوبي صنعت خبز الفطير المفضل لديكم |
| Çocuk falan yok, Bubbie. | Open Subtitles | ليس هناك فتى بوبي. |
| Yoksa Bubbie'nin şu son yolculuk meselesine geçebildik mi? | Open Subtitles | (أم انتقلنا إلى رحلة (بابي الأخيرة إلى بلدة "الصحوة"؟ |
| Oradaki, Bubbie'nin iyi hali. | Open Subtitles | هذا في الداخل؟ هذا أفضل (ما ستحصل عليه (بابي |
| Bubbie, Francie olmayanı yanımıza almamıza dayanamayıp öleceğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت (بابي) إن إحضار تلك المرأة إلى العائلة سيقتلها |
| Ve eminim Bubbie'nin de hoşuna giderdi. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | أظنّ أنّ ذلك كان لينطبق على (بابي) أيضاً، شكراً لك |
| Bubbie Nazi akımının tekrar doğacağına inanıyordu. | Open Subtitles | كانت (بابي) مقتنعة بأنّ النازيّين سينهضون من جديد |
| Hayır, aynen devam ediyoruz. Bubbie'yi göreceğiz. | Open Subtitles | سنمضي قدماً (سنذهب لرؤية (بابي |
| Eğer uyuyorsan cüzdanını karıştırmaya gidiyorum Bubbie. | Open Subtitles | إن كنتِ نائمة (فسأفتش حقيبة يدكِ (بابي |
| Bubbie dünya poker turunu mu seyrediyor? | Open Subtitles | بابي) تشاهد بطولة العالم بالبوكر) |
| Bubbie bize dün ölmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | (البارحة قالت لنا (بابي إنها تريد الموت |
| Bubbie, bu Bubbie değil mi? Kılı bile kımıldamayan hani? | Open Subtitles | بابي)، (بابي) هذه التي لا ترمش) |
| Bubbie'nin istediği bu. Sorunun ne? | Open Subtitles | (هذا ما تريده (بابي ما مشكلتك؟ |
| Hola! Kimmiş senin Bubbie'n? | Open Subtitles | من هي بوبي الخاصه بك؟ |
| Şahane bir şey, Bubbie! | Open Subtitles | بوبي.انهم رائعين.. |
| Shane orada Bubbie'nin makinelerini kontrol ediyor ve kendi nöbetinde öleceğinden çok korkuyor. | Open Subtitles | شاين) في الداخل) (يحدّق إلى أجهزة (بوبي ويخشى أن تركله خلال مراقبته |
| - Söyle ona, Bubbie. - Onu rahat bırak. Bir poşet brokoli gibi zaten. | Open Subtitles | (ــ أخبريه يا (بوبي ــ دعها وشأنها، فهي عاجزة تماماً |
| Merhaba Bubbie. | Open Subtitles | - مرحبا بوبي. - مرحبا بوبي. |