|       Bugünkü gibi deneyimler sınırlarını zorlayacak ve bunu yapmazsak ilerleme kaydedemeyiz.       | Open Subtitles |        التجارب كاليوم تدفع الحدود الفاصلة لكننا لا نكبر إذا بقينا مرتاحين       | 
|       Belki yürürken, belki tıpkı Bugünkü gibi soğuk bir sonbahar gününde yanında bir posta arabası duracak ve kapıları açılacak.       | Open Subtitles |        قد تكون تتمشى، ربما في يوم خريفي عليل كاليوم حين تتباطأ بجانبك شاحنة بريد وينفتح الباب.       | 
|       Birbirimizin olmak Bugünkü gibi birlikte zaman geçirmek ve keyif çatmak.       | Open Subtitles |        هذا يعني بأن نصبح حبيبين و نقضي بعض الوقت سوية, كاليوم نمتع أنفسنا       | 
|       "Hiç kontrol etmediler" derken neyi kastediyorsun? Internet o zamanlar Bugünkü gibi değildi.       | Open Subtitles |        حال الانترنت آنذاك لم يكن كحاله اليوم.       | 
|       Internet o zamanlar Bugünkü gibi değildi.       | Open Subtitles |        حال الانترنت آنذاك لم يكن كحاله اليوم.       | 
|       Bugünkü gibi bir olay olduğunda her şeyi tekrar yaşıyoruz.       | Open Subtitles |        لذا عندما يحدث شيئاً كهذا اليوم يعيد ذلك كل الذكريات       | 
|       Yeter ki nerede arayacağımızı bilelim. Yüz milyon yıl önce de Bugünkü gibi sivrisinekler vardı.       | Open Subtitles |        منذ 100 مليون سنة كان هناك البعوض تماما مثل اليوم       | 
|       Yada belki de Bugünkü gibi,bu otelde 2 saat önce kayıt yaptırmanda sonlanmıştı değil mi?       | Open Subtitles |        أو ربما مثل هذا اليوم ، حيث وصلتي إلى هذا الفندق منذ ساعتين؟       | 
|       Her yıl, dosyalayacağım diyorum, süre dolana kadar, ki Bugünkü gibi biriktiriyorum, biriktiriyorum sonra 1024 ve W-2 formuyla oturuyorum.       | Open Subtitles |        كل سنة، أقول بأني سأسجّل ضرائبي، ومن ثم أأجله و أأجله. حتى اليوم المقرر، كما اليوم.       | 
|       Gece nöbetini aldığın için çok teşekkür ederim ama Bugünkü gibi önemli günlerde beni uyandırabilirsin.       | Open Subtitles |        ولكن حين يكون يومكَ حافلاً كاليوم فلا بأس في إيقاظي       | 
|       Evet, dolu ama bu insanların her zaman Bugünkü gibi para verdikleri anlamına gelmiyor.       | Open Subtitles |        أجل، لكن لا يعني ذلك أنّ الناس تتبرّع بالمال كاليوم.       | 
|       çok ilginç şeyler gördük ama hiçbiri Bugünkü gibi değildi       | Open Subtitles |        يوجد بعض الاشياء التى يمكن أن تظهر عليه غريبه ولكن ليس كاليوم       | 
|       Neyse umarım yarın Bugünkü gibi sıkıcı olmaz.       | Open Subtitles |        على أية حال، أتمنى أن لا يكون يوم الغد مملاً كاليوم.       | 
|       Bugünkü gibi, madene zamanında zar zor gelebildin.       | Open Subtitles |        كاليوم ،، بالكادِ وصلتِ إلى المنجم في الوقت       | 
|       Internet o zamanlar Bugünkü gibi değildi.       | Open Subtitles |        حال الانترنت آنذاك لم يكن كحاله اليوم.       | 
|       Bugünkü gibi günler istiyorum. Her günüm böyle olsun istiyorum.       | Open Subtitles |        أريد أيام أكثر كهذه، أريد أن يكون كل يوم كهذا اليوم       | 
|       Bugünkü gibi 6 yıl daha gidersek bizi başkan seçecekler.       | Open Subtitles |        فقط نحتاج لستّة سنوات أكثر كهذا اليوم وهم سَيُصوّتون لنا للرئاسة.       | 
|       Önce parasını al sonra Bugünkü gibi ihtiyaç duyduğunda başka bir şey yapıyor olsun.       | Open Subtitles |        يأخذون أموالكم وبعدها حين تحتاج رجلا مثل اليوم تجدونه يفعل شيء اخر       | 
|       Tıpkı Bugünkü gibi her zaman şaşıracaksın etkileneceksin.       | Open Subtitles |        ، لذا مثل اليوم أنا سأفاجئكِ ، وأؤثر بكِ ، وأجعلكِ تعيشين بسعادة       | 
|       Bulutlu bir gündü, yani Bugünkü gibi gözüne güneş gelmiyordu.       | Open Subtitles |        غائم جزئي لذا لا شمس تضرب في عينيه مثل هذا اليوم       | 
|       Aynen Bugünkü gibi toplandık, eve dönmeye hazırdık.       | Open Subtitles |        كنا حازميّن أغراضنَا و جاهزين للعودة إلى البيت كما اليوم       |