"bulaşıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • ينتقل
        
    • ينتشر
        
    • يعبث
        
    • تصيب
        
    • الانسانى
        
    Motaba sadece insan teması ile bulaşıyor demiştin. Open Subtitles فيروس موتابا ينتقل فقط بالاحتكاك المباشر, قلت ذلك بنفسك سام
    Mikrop havayla bulaşıyor ve dayanıklı olabilir. Open Subtitles وما هو؟ أن الفيروس ينتقل بالهواء ولا يتوقف عند حد
    Edindiğimiz bilgiye göre, virüs hastalık kapmış farelerden, insanlara tükürük ve kan yoluyla bulaşıyor. Open Subtitles ولحد علمنا هذا الفيروس ينتشر من اللعاب ودماء الفئران المصابة الى المضيف الانسانى
    Bu patojen ısırıkla bulaşıyor, o yüzden ısırılıp da kendimizi buraya hapsetmeye izin veren biri varsa hepimizi tehlikeye atıyor. Open Subtitles هذا الفيروس ينتشر عن طريق العض إذا كان أحد منكم قد تم عضه و يسمح لنا أن نحبس هنا في الغرفة معه
    - Anlamadığı işlere bulaşıyor. Open Subtitles إنّه يعبث بأشياء لكنّه لا يفهم
    Yanlış adama bulaşıyor. Open Subtitles إنـه يعبث مع الفتاة الخطأ
    Zihnine bulaşıyor ve seni yavaş yavaş deli ediyor seni en karanlık anılarında hapsediyor. Open Subtitles , التي تصيب عقلك وتقودك ببطئ للجنون يسجنك في ذكرياتك المظلمة
    Bu virüs cinsel ilişki ile bulaşıyor. Open Subtitles المرضٌ ممكن أن ينتقل عبر ممارسة الجنس مع شخصاً مصاب به
    Bu şey her neyse temasla bulaşıyor. Open Subtitles مهما كان هذا الشيء, فهو ينتقل عبر الملامسة
    Virüs hava yoluyla bulaşıyor, bizi öldürebilirsiniz, Open Subtitles الفايروس ينتقل في الهواء يُمكنكم التسبب في قتلنا
    Hastalık havadaki mikroplardan değil rivayetlerden bulaşıyor. Open Subtitles كما لو أن المرض لا ينتقل عن الطريق الهواء أو المستنقع ولكن عن طريق الشائعة الكاذبة
    Solunum yoluyla bulaşıyor. Open Subtitles ماذا تقول ؟ أصبح ينتقل بالهواء
    Virüsün bu çeşidi sadece temasla bulaşıyor. ...salgın hastalığa neden olmayacak kadar kuvvetli. Open Subtitles لكن الخبر الجيد هو أن هذا النوع ينتشر باللمس فقط و هو خبيث جدا ليسبب وباءً عالمياً.
    Virüs temasla bulaşıyor. Herkese birden bulaştıramaz. Open Subtitles الفيروس ينتشر باللمس لن يمكن ان يهاجموا الجميع به.
    Havadan veya sıvı aktarımından değil statik elektrik şokundan bulaşıyor. Open Subtitles لا ينتشر بواسطة الهواء أو بواسطة الموائع ولكن بواسطة الصدمة الكهروستاتيكية.
    Sadece vücut sıvılarıyla bulaşıyor. Open Subtitles إنّما ينتشر فحسب عن طريق السوائل الجسديّة.
    Sahiden mi? Biri otelime bulaşıyor. Open Subtitles أحدهم يعبث بفندقي
    Birileri Kruger'a bulaşıyor Finch. Open Subtitles هناك شخص يعبث مع (كروغر) يا (فينش).
    Biri bana bulaşıyor. Open Subtitles "هناك شخص يعبث معي.
    Sorunlarını aktifleştirmek için sorunlulara bulaşıyor. Open Subtitles تصيب الناس المضطربين، ثم إجبار اضطراباتهم على الخروج خارج
    Ancak, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, şimdilerde Dang humması, her yıl, 50 ile 100 milyon arasında insana bulaşıyor, ki bu yıllık bulaşma sayısı, Birleşik Krallık nüfusunun tamamına eşdeğerdir. TED لكن حمى الضنك حاليًا، وفقًا لمنظمة الصحة العالمية، تصيب ما بين 50 و 100 مليون شخص كل سنة، فهذا يعني أن عدد يعادل مجموع شعب المملكة المتحدة يُصاب بالمرض كل سنة.
    Edindiğimiz bilgiye göre, virüs hastalık kapmış farelerden, insanlara tükürük ve kan yoluyla bulaşıyor. Open Subtitles ولحد علمنا هذا الفيروس ينتشر من اللعاب ودماء الفئران المصابة الى المضيف الانسانى الاعراضتشبهالانفلونزا...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more