| Eğer yeterince ucuz şeylere sahipseniz, insanlar onları kullanım yolları bulacaklardır, çok ilkel görünse dahi. | TED | إن كان لديك أشياء ثمنها رخيصٌ بالمقدار الكافي، فالناس سيجدون لها استعمالاتٍ، حتى وإن بدت جدّ بدائية. |
| Çocuklar oyunlarımı eğlenceli bulacaklardır. | Open Subtitles | حسنا.. أنا متأكدة بأن الأطفال سيجدون ألعابي مسلية جدا |
| O kokuya sahipsen, seni kesinlikle bulacaklardır. | Open Subtitles | إذا كانت لديكِ تلك الرائحة الغريبة سيعثرون عليكِ |
| Gösteri devam etmeli. Birini bulacaklardır. | Open Subtitles | العرض يجب ان يستمر وسوف يجدون شخص ما |
| Ona her ne verdiysen, sana garanti ederim onu bulacaklardır. | Open Subtitles | أي كان الشيء الذي وضعت في جسدها، أوكد لك، أنهم سوف يجدونه. |
| Eroin kaçakçılığına dair bir kanıt varsa bulacaklardır. | Open Subtitles | لو كانت هناك أدلة على تهريب الهيروين، فإنّهم سيجدونه. |
| Mahkûmlar kendilerine verilen görevleri hücrelerine asılmış kâğıtlarda bulacaklardır. | Open Subtitles | "السجناء سيجدوا المهمات المطلوبه في الزنزانه" |
| Bunu makul bulacaklardır ama bir daha tesisimi tehdit edersen... | Open Subtitles | أنا متأكد أنها على الأغلب سيوافقون و لكن المرة القادمة التي تهدد فيها مصنعي |
| Polis şehrin çıkışlarını tuttu. Onu bulacaklardır. | Open Subtitles | قامت الشرطة وفريق الحماية من الخطر بإغلاق المدينة سوف يعثرون عليه |
| Tekliği arayanlar aradıkları herşeyi bulacaklardır. | Open Subtitles | من ينشدون الإنسجام و التوافق مع ما حولهم سيجدون ما يبحثون عنه |
| Tüm hüküm sürecin boyunca sürebilir ama o parayı bulacaklardır. | Open Subtitles | قد يستغرق هاذا مدةً من فترة عقوبتك لكنهم سيجدون تلك الاموال |
| Pekâlâ, Julie, durumunu çok iyi anlıyorum ama üstlerime gelişmeleri göstermezsem bunu yapacak başkasını bulacaklardır. | Open Subtitles | حسناً يا جولى اننى اتعطف مع موقفك ولكن ان لم ترينا بعض التقدم سيجدون شخصً آخر ليسلم المهمة |
| Eğer seni öldüremezlerse, yok etmek için başka bir yol bulacaklardır. | Open Subtitles | لو لم يستطيعوا قتلكِ سيجدون طريقة آخري لتدميركِ |
| Er ya da geç sizi bulacaklardır. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً سيعثرون عليكم |
| Hayır, bizi bulacaklardır. | Open Subtitles | لا، سيعثرون عليا |
| Ve Joe'nun elinde, birkaç küçük yasanın önlerine çıkmasına izin vermeyecek Garnett ve Newell gibi iki serseri mayın varsa seni bulacaklardır Vincent. | Open Subtitles | و(جو) اطلق يد (جرانت ونويل) في إستخدام السلاح واللذان (فينسنت)لا يدعا بعض القوانين تٌعيق طريقهم سيعثرون عليك وقريباً أيضا |
| Ancak beni alt etmenin bir yolunu mutlaka bulacaklardır. | Open Subtitles | و لكن دائماً يجدون طريقة ليذلوني |
| - Saatlerini telafi etmenin başka yolunu bulacaklardır. | Open Subtitles | ليس من العدل أن أعاقبهم- سوف يجدون فرصًا- أخرى لتعويض الساعات |
| Sanırım, insanlar bunu çok ilginç bulacaklardır, gerçekten de. | Open Subtitles | اعتقد, ان الناس سوف يجدونه امراً ممتعاً, بالتأكيد |
| Buna inan. Onu bulacaklardır | Open Subtitles | تحلي ببعض الأيمان,سوف يجدونه |
| Sizin vak'anızın bir izahatı varsa bulacaklardır. | Open Subtitles | اذا كان هناك شرح لظاهرتك هذه فهم سيجدونه garaa |
| Endişelenmene gerek yok. Onu bulacaklardır. Her zaman bulurlar. | Open Subtitles | لا تقلقى سيجدونه ، إنهم يفعلون دائماً |
| Eğer onlar Tanrı'ya yönelirse doğru yolu bulacaklardır. | Open Subtitles | و عندما يروه سيجدوا الحقيقة |
| Bunu makul bulacaklardır ama bir daha tesisimi tehdit edersen... | Open Subtitles | أنا متأكد أنها على الأغلب سيوافقون و لكن المرة القادمة التي تهدد فيها مصنعي |
| Onu bulduklarında, ki bulacaklardır, | Open Subtitles | وعندما يعثرون عليه وهذا من المؤكد |