| Sonra çantama baktım ve giymek için bir şey bulamadım. | TED | وبعد أن بحثت في حقيبتي لم أجد شيئًا مناسبًا لألبسه. |
| Bir sebep bulamadım ve onun biraz geri zekalı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ولم أستطع أن أجد أي سبب لذا توقعت أنها بطيئة الفهم |
| -Dürüst olayım, henüz şu ana kadar riske değecek birini bulamadım. | Open Subtitles | بصراحة, لم أجد أحداً يستحق أن أخاطر بذلك معه حتى الآن |
| Dost derken biraz abartmış olabilirim, ama ilişkimizi özetleyecek bir kelime bulamadım. | Open Subtitles | صديق ربما تكون سخية قليلاً لكنني لا اجد كلمة تلخص علاقتنا سوياً |
| Tarih kitapları okudum fakat bununla ilgili bir şey bulamadım. | TED | قرأت كتب التاريخ، و لم أستطيع إيجاد أي شيء عنها. |
| Ben, uh, çaydanlık bulamadım, ama başka cool şeyler buldum. | Open Subtitles | لم أستطع العثور على الإبريق لكنني وجدت بعض الأشياء الرائعه |
| Ondan ayrılmak için henüz herhangi bir sebep veya fırsat bulamadım. | Open Subtitles | لم أعثر على طريقة أو سبب أو فرصة لكي أهجره بعد. |
| Üç yıl boyunca aradım ama bir tane bile bulamadım. | Open Subtitles | لقد بحثت ثلاث سنوات ولكني لم أجد أبدا أي واحدة |
| Ofisi baştan aşağıya kontrol ettim, ancak hiç kağıt bardak bulamadım. | Open Subtitles | فقط راجعت أن مكتب العالية والمنخفضة، لم أجد أي كوب ورقة. |
| Buralarda kelle falan bulamadım. Onunla ne yapacağını Tanrı bilir. | Open Subtitles | فلا أجد رأساً هنا والله وحده أعلم بما يفعله بها |
| Saçma! Sadece şimdiye kadar kendisi için flörtten vazgeçeceğim birini bulamadım. | Open Subtitles | لا , لم أجد أحد يستحق أن أترك الغزل من أجله |
| Bunu yıllarca araştırdım fakat asla bir şey bulamadım. KE. | Open Subtitles | لقد تفقدت هذا، وبحثت لسنوات ولم أجد أي شئ أبداً |
| Ben daha seveceğim kişiyi bulamadım çünkü vaktimi seni severek geçiriyorum. | Open Subtitles | لم أجد من أحبّ بعد لأنّني أمضي كلّ وقتي في حبّك |
| Ben de çiçek getirecektim, Gerri. Ama açık dükkan bulamadım. | Open Subtitles | كنت سأحضر لك أزهاراً أيضاً, لكن لم أجد محلاً مفتوحاً. |
| Düzgün sutyen de bulamadım, bu yüzden sırtım kötü görünecek. | Open Subtitles | لم أجد صدرية مناسبة مما يعني أن ظهري سيبدو بديناً |
| Hiçbir şey bulamadım, ama dizüstü bilgisayarında bir kaç e-posta buldum. | Open Subtitles | لم اجد شيئا ولكني وجد بعض رسائل البريد على حاسوبها المحمول |
| - ...ama doğru kelimeleri bulamadım. - Sanırım ettin bile. | Open Subtitles | لكنني، لا أستطيع إيجاد الكلمات المناسبة أظنك قد فعلت للتو |
| Benim paramdı, onu benden çaldılar ama hiçbir yerde bulamadım. | Open Subtitles | كانت أموالي ونهبوها ولم أتمكن من العثور عليها فقلت : |
| Amerikalıların hicivden anlamadıklarına dair bir kanıt bulamadım. | TED | ولم أعثر على أي دليل على أن الأميركيين لا يفهمون السخرية. |
| Evet. "Bay Doğru"yu arıyorum. Henüz bulamadım ama vazgeçmiş değilim. | Open Subtitles | أجل، أبحث عن الرجل المناسب لم أجده بعد، ولم أستسلم |
| Bu ikisinin arasında bir bağlantı olmalı. Sadece ben henüz bulamadım. | Open Subtitles | لابدّ أنّ هُناك صلة بين هذين الرجلين، إنّما لا أجدها فحسب. |
| Önemi yok. Kısa iğneyi bulamadım. Uzun iğne o yüzden. | Open Subtitles | لا يهم , لم استطع ايجاد الابرة القصيرة لنستخدم الطويلة |
| Buraya hemen hemen hiç tanımadığım birinin peşinden geldim ve onu bulamadım. | Open Subtitles | جئت هنا لمفاجئة رجل بالكاد أعرفه ولا أستطيع إيجاده لكن ماذا إذن؟ |
| Seninle yeniden birleştikten sonra ben de onu bulmayı denedim ama bulamadım. | Open Subtitles | ،بعدما قابلتكِ، حاولت البحث عنها أيضاً ولكن، لم أستطع إيجادها |
| Az önce hücrene baktım. Seni hiçbir yerde bulamadım. | Open Subtitles | لقد بحثت عنك في زنزانتك لم أجدك في أي مكان |
| Tekrar baktım, ama bulamadım. Çünkü gitmişti. | Open Subtitles | بحثت عنة مرة ثانية ، لكنى لم اجده لقد وجد طريق للخروج |
| Başka bir bakıcı bulamadım, bu yüzden onu geri çağırdım. | Open Subtitles | لم اعثر على جليسة اطفال اخرى لذا طلبت منها العودة |
| Öncelikle özür dilerim dostum. Önemli bir iş için seni çok aradım ama bulamadım. | Open Subtitles | اولاْ , على الإعتذار لأننا كنت نحاول إيجادك |
| Küçük bir hastalık bile bulamadım. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أَنْ أَجِدَ حتى ثؤلول عليها. |