| Hiç kimse bizim bulduğumuz kadar nezaketi bu hayatta bulamaz. | Open Subtitles | لا أحد منا يجد الرحمة في هذه الحياة كما يجب |
| Çünkü Teksas'ta bir adamın geçim kaynağını tehlikeye atar da çuvallarsan kendine başka bir iş bulamazsın çünkü gömüldüğün yeri kimse bulamaz. | Open Subtitles | لأنهُ في تيكساس نضع حياة الرجل على المحك ثُم لم يكن لديه اي وظيفة أخرى لانه لم يجد احد مكان دفن جثتك |
| Belki de klitorisinin altına saklanmalıyım, orada beni asla bulamaz. | Open Subtitles | ربما يتوجب علي الإختباء أسفل بظرك لن يعثر علي أبداً |
| Bu imkansız, Onu polis, jandarma,ordu korumalıydı, Hiçkimse onu bulamaz .. | Open Subtitles | إنه مستحيل، إنه محبوس من قبل الشرطة لا أحد يمكن أن يجده |
| Dördüncü seçenek de, bu üç seçenekten birini yapmışsındır, ama paleontologlar seni bir türlü bulamaz. | TED | والشئ الرابع هو ان تفعل شيئا من هذه الأشياء من هذه الأشياء الثلاثة، لكن عالم الأحياء ما قبل التاريخية لم يجدك أبدا. |
| Nerede olduğunu biliyorum ama başka kimse bulamaz. | Open Subtitles | أعرف أينَ هي بالضبط لكن لن يجدها أحد أخر |
| Arkasında düzinelerce tünel var, bizi burada asla bulamaz. | Open Subtitles | هناك عشرات الأنفاق هنا, لنْ يتمكّن من إيجادنا |
| - Burada ölemeyiz, kimse bizi bulamaz. - Bu tavrınızın katkısı olmaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن نموت هنا، لن يجدنا أحد هذا لا يساعد حقًا |
| Maximilian'e haber verebilirsiniz Montezuma ve Kanada sınırı arasında bunlardan daha iyi mal bulamaz. | Open Subtitles | انه لن يجد بين الحيوانات أفضل من مونتيزوما والحدود الكندية |
| Slugworth buraya girebilse bile, hiçbirşey bulamaz. | Open Subtitles | حتي لو دخل سلجورث هنا فلن يستطيع أن يجد شيئا |
| Bu adam daha salondaki kanepeyi bile bulamaz. | Open Subtitles | لا يستطيع أن يجد الأريكة فى غرفة المعيشة |
| Telif hakları yasalarına gelince elinde bir harita olsa bile yolunu bulamaz o. | Open Subtitles | راندي بيلي ، لايستطيع أن يجد طريقه مع قانون حقوق النشر |
| Evet, aynı bize ait bir sığınak gibi. Burada kimse bizi bulamaz. | Open Subtitles | أجل، فهو أشبه بملاذ صغير لا يمكن لأحد أن يعثر علينا فيه |
| Evet, aynı bize ait bir sığınak gibi. Burada kimse bizi bulamaz. | Open Subtitles | أجل، فهو أشبه بملاذ صغير لا يمكن لأحد أن يعثر علينا فيه |
| Babanız lisansın parasını ödemeyi reddettiği için hayvan korunağı onları bulamaz. | Open Subtitles | و لا مجال للبحث عنهم و لما كان أبى قد رفض شراء رخصة لها فلن يمكن لملجأ الحيوانات الضالة أن يعثر عليها |
| Bu yüzden onu kimse asla bulamaz diye düşündüğüm için annemim gübre yığınına sakladım. | Open Subtitles | . لذلك، أخفيته في كومة سماد أمّي، ظننت أنّه لن يجده أحد |
| -Bizi burda kimse bulamaz | Open Subtitles | يبدو أنه بيت مشبوه أليس كذلك؟ لن يجدك أحد هنا يادومينيك |
| Ama kimse onu bulamaz Çünkü kimse göremiyor. | Open Subtitles | لكن لا أحد يمكنه أن يجدها لأن لا أحد يمكنه أن يراها |
| R-6 etkisiz kılındı. Ziyaretçiler bizi bulamaz. | Open Subtitles | تمّ تعطيل "آر 6" لن يتمكن الزائرون من إيجادنا. |
| 2 saatte Oregon'da oluruz. Bizi asla bulamaz. | Open Subtitles | وخلال ساعتان سنكون في أوريغون هو لن يجدنا هناك |
| Çoğu insan hayatı boyunca aşkı arar ama bulamaz. | Open Subtitles | معظم الناس يقضوا كل حياتهم بحثآ عن ذلك ولا يعثروا عليه لا تتخلي عنه |
| Eğer kahrolası polisler ve kahrolası iz sürücüler ve kahrolası köpekler onları bulamazsa hiçbir kahrolası bulamaz. | Open Subtitles | اذا كانو الشرطة اللعينين والكلب اللعين لم يجدهم حسنا، لايمكن لاحد ان يجدهم |
| Hükümetler habercilerin bulduğu şeyleri bulamaz. | Open Subtitles | الحكومات لاتستطيع ان تعثر على مايعثره الصحفيون |
| Oynayacak başka birisini bulamaz mısın? | Open Subtitles | ألا تستطيع إيجاد شخص آخر كى يلعب معك؟ |
| Onu kimse bulamaz. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أحداً سيجده |
| Ama deme Onun gibisini bulamaz Demek istediğim Vikrant gibisini | Open Subtitles | لن تجد مثل هذا الفتي اقصد من يشبه فيكرانت |
| Onu orada asla bulamaz. Onu giymesini istiyorum. | Open Subtitles | لن تستطيع العثور عليها هناك أريد منها أن ترتديها |
| AyrıIırsak bizi bulamaz. | Open Subtitles | لن تستطيع أن تجدنا إذا انفصلنا |