| - Bu keşifle ilgilidir. - Ama bulduğunuz şeyi mi arıyor olmanız gerekir? | Open Subtitles | أنها عن الأستكشاف لكن هل يجب عليك أن تبحث عن الشيء الذي وجدته |
| Çelik kasada bulduğunuz çiğnenmiş tırnaklar için bazı işlemler yapıyorum. | Open Subtitles | أحرزت بعض التقدم من الأظافر المقضومة التي وجدتها في الخزنة. |
| Çöplükte bulduğunuz şu kız konusunda bilgim var. | Open Subtitles | لدي معلومات عن فتاة والتي وجدتموها في حاوية النفاية |
| - Baba. Dinle... - Evet, New Mexico'da bulduğunuz şey! | Open Subtitles | أبي أنظر أبي نعم ذلك الشئ الذي وجدتموه في نيو مكسيكو |
| Evinde ve ofisinde bulduğunuz her şeyi söyledin mi? | Open Subtitles | أواثقون أنكم أخبرتموني بكل ما وجدتم ببيته و مكتبه؟ |
| Emirlerimiz Apophis'in bedenini onu bulduğunuz koordinatlara geri göndermek. | Open Subtitles | اوامرنا أن نرسل جسم أبوفيس خلال البوابة إلى الاحداثيات حيث وجدته |
| bahse girerim bu çamur arabada bulduğunuz çamurla aynı | Open Subtitles | اراهن ان هذا الطين نفس ذلك الطين الذي وجدته في ارضية السيارة ـ هل هو السائق؟ |
| Bu sizin dairede bulduğunuz bu da Sugiuchi Yukiyo'nun cesedindeki. | Open Subtitles | هذا الذي وجدته في الشقه وهذا وُجِدَ مع جسمِوهذا وجد مع جثة يوكيو |
| Müfettiş, bulduğunuz parmak izlerinin Bayan French, Janet McKenzie ve mahkum Leonard Vole'a ait olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | أيها المفتش ، لقد قلت أن بصمات الأصابع الوحيدة التى وجدتها كانت لمسز فرينتش و جانيت ماكنزى و مستر فول |
| Her neyse, bulduğunuz buz bloğundan daha büyükmüş. | Open Subtitles | مهما كان , فانة اكبر من صخر الجليد التى وجدتها |
| bulduğunuz tek diğer iş bir hamburgercide. Ne kadar sürmüş? 28 dakika mı? | Open Subtitles | و الوظيفة الأخرى التى وجدتها كانت فى مطعم للوجبات السريعة و التى دامت حتى |
| Pentagon ambarda bulduğunuz naquadria ile çalışmalara yeniden başlanması konusunda istekli. | Open Subtitles | البنتاجون متحمس لإستكمال البحث على النكوادريا التي وجدتموها في المستودع |
| Okul servisinde bulduğunuz şapkayla ilgili bir şeyler buldum. | Open Subtitles | حصلت على بعض المعلومات من قبعة البيسبول التي وجدتموها في حافلة المدرسة |
| Dün gece bulduğunuz cesetle ilgili yardım edemeyeceğim. | Open Subtitles | و لسوء حظي أعجز عن مساعدتكما بالجثث التي وجدتموها ليلة البارحة |
| Kar yığınının dibinde bulduğunuz diş. | Open Subtitles | ذلك السن الذي وجدتموه في أسفل كومة الثلج |
| Lütfen onu bulduğunuz zaman buraya dönün ve biz de kendisine biat edelim. | Open Subtitles | ـ اذا سمحتم إن وجدتموه ارجعوا الينا و اخبرونا لكي نأتي نحن ايضا و نسجد له |
| Haberlerde genç bir kızın, eğlence evinde cesedini bulduğunuz söylenmişti. Aniden anladım. O, Megan'dı. | Open Subtitles | الأخبار قالت بأنّكم وجدتم جثّة فتاة مراهقة في منزل المرح |
| Söylemek istediğim, en sonunda birbirinizi bulduğunuz için sevinçliyim. | Open Subtitles | انظر, الذي اعنيه هو اني سعيدة جداً لانكما الاثنان اخيراً وجدتما بعضكما |
| Johnson'ın cesedinin altında bulduğunuz mermiyi analiz ettim. | Open Subtitles | حلّلتُ الرصاصةَ التي وَجدتَ هنا، تحت جسمِ العريفِ جونسن. |
| Onu bir kraterde bulduk. Aynı beni bulduğunuz gibi. | Open Subtitles | وجدناه في حفره كما وجدتني وأمي |
| Beni Jamie Henkins ile bulduğunuz o geceyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر الليلة التي وجدتوني بها مع جيمي هانكينز ؟ |
| Ama gökten gelen bir ses işte sizin bulduğunuz şey, Doktor. | Open Subtitles | ولكن صوت من السماء هذا هو ما وجدتيه د. أروواى |
| Aradığınız şeyi bulduğunuz anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | اذن ذاك الرجل الذي عثرت عليه .. عمَ كان يبحث ؟ |
| Golf sahasında bulduğunuz kemik parçaları var ya? | Open Subtitles | قطع العظام تلك التي عثرت عليها في طريق الغولف؟ |
| bulduğunuz bir medya içeriğinin tam da sizin başkasıyla olan bağınızı anlatması harika bir şey. | TED | إنه لأمر مدهش عندما تجدون وسيطًا إعلاميًا يشرحُ بدقة علاقتكم مع شخص ما. |
| Beni bulduğunuz yerde otel odasında tek başınaydım kitap okuyordum. | Open Subtitles | في مكان ما حيث وجدتموني وحيدا في غرفتي في الموتيل أقرأ |
| Cinayet mahalinde bulduğunuz anahtarı incelemeyi bitirdim. | Open Subtitles | لقد أنهيتُ معاينة المفتاح الذي وجدتوه في موقع الجريمة |