| Metroda bulduğumuz bıçağın üzerinden kan örnekleri aldık ve bugün apartmanda bulduklarımızla karşılaştırdık. | Open Subtitles | لدينا عينة من الدم من السكين التي استخدمت عليه في قطار الأنفاق وقارناها مع العينة التي وجدناها في شقته |
| Büyü malzemeleri Ed Lusk'ın kazanında bulduklarımızla aynı. | Open Subtitles | مواد التعويذة كانت جميعها نفس العناصر التي وجدناها في مرجل أيد لاسك |
| Chris Jacoby'nin vücudunda bulduklarımızla aynı kimyasallar. | Open Subtitles | التي تطابق تلك التي وجدناها داخل جثة كريس جاكوبي. |
| Parmak izlerini tiyatroda bulduklarımızla karşılaştırdık. | Open Subtitles | نعم , لقد قمنا بمطابقة بصماتها مع البصمات التي وجدناها في المسرح. |
| Bu dört yem Will'in evinde bulduklarımızla neredeyse aynı tamamen aynı insan kalıntılarından yapılmış Abigail Hobbs, Donald Sutcliffe, Marissa Schuur, Georgia Madchen. | Open Subtitles | هذه الأطعم الأربعة متطابقة تقريبا لما وجدناه في بيت ويل،مصنوعة من مواد من نفس البقايا البشرية إنها أبيغيل هوبز |
| Bu dört yem Will'in evinde bulduklarımızla neredeyse aynı tamamen aynı insan kalıntılarından yapılmış Abigail Hobbs, Donald Sutcliffe, Marissa Schuur, Georgia Madchen. | Open Subtitles | هذه الأطعم الأربعة متطابقة تقريبا لما وجدناه في بيت ويل،مصنوعة من مواد من نفس البقايا البشرية إنها أبيغيل هوبز |
| Lastik izleri, Sam Baker'ın aracında bulduklarımızla bire bir eşleşiyor. Aynı yaralanma şekli. | Open Subtitles | أنماط آثار الأطارات مماثلة للتي وجدناها في سيارة، (سام بيكر) الأستيشن |
| Parmak izinizi alacağız ve suç mahallinde bulduklarımızla karşılaştıracağız. | Open Subtitles | التي وجدناها في مسرح الجريمة. |
| Barın girişinde bulduklarımızla aynı şekilde. | Open Subtitles | مشابهة لما وجدناه على باب الحانة. |