| Söz, sen benim için endişelenme. Seni bulmalarına izin verme. | Open Subtitles | لا تقلقي عليّ لا تدعيهم يجدونك وحسب |
| Seni bulmalarına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعهم يجدونك. |
| Her şey çok çabuk oldu bitti. Kendi yollarını bulmalarına izin ver. | Open Subtitles | لقد كانوا سوياً سريعاً ، دعيهن يجدون طريقهم. |
| Daha gelecekler var. Yafet, yolu bulmalarına yardım et. | Open Subtitles | و يوجد المزيد سيأتى يافث ، ساعدهم ليجدوا طريقهم |
| Teşekkür ederim, Whiskey. Beni bulmalarına yardım ettiğin için. | Open Subtitles | أوه , حسناً اذاً شكراً يا ويسكي لمساعدتهم في العثور علي |
| Bizi bulmalarına çok az kaldı. | Open Subtitles | ليس لدينا مُتسع من الوقت حتى يجدونا. |
| "Bana bir şey olursa, bunu bulmalarına izin verme" dedi. | Open Subtitles | وقالت إن حدث لي شيئاّ لا تدعهم يعثروا عليهم |
| - Seni suçlu bulmalarına inanamıyorum. | Open Subtitles | -لاأستطيع أنّ أصدق أنهم وجدوكِ مذنبّة |
| Seni bu kadar çabuk bulmalarına şaşırdım. | Open Subtitles | على أية حال أنا متفاجئ أنهم عثروا عليك سريعاً |
| Seni bulmalarına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعهم يجدونك. |
| Sensin. - Bana seni bulmalarına izin vermememi söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرنى ألاّ أدعهم يجدونك |
| Kocamın iskeletini bulmalarına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لن نجعلهم يجدون عظام زوجي |
| Ama cesedini bulmalarına müsaade edeceğim. | Open Subtitles | لكنني سأدعـهم يجدون جثتــك. |
| 36 saat, senden şüphe duymak için bir sebep bulmalarına yetecek kadar uzun bir süre. | Open Subtitles | 36ساعة مدة طويلة لهم ليجدوا سببًا ليشكوا بك. |
| İnsanların ihtiyaç duydukları şeyleri bulmalarına yardım edebilirim, Regina. | Open Subtitles | أستطيع مساعدة الناس ليجدوا ما يحتاجونه (ريجينا) |
| - Hayır, romantizm departmanında işimin bittiğini söylediğimi biliyorum, ama bu son birkaç günde, çiftlerin savaş alanlarında birbirilerini bulmalarına yardım ettim ve... | Open Subtitles | أني انهيت فصل الرومانسية لكن خلال تلك الأيام الأخيرة ساعدت ثنائيات في العثور علي بعضهم البعض في منطقة الحرب |
| O teröristleri bulmalarına yardım et. | Open Subtitles | ساعدهم في العثور علي هؤلاء الإرهابيون |
| Annemle babamın bizi bulmalarına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع ترك أمي وأبي يجدونا |
| O zaman bulmalarına izin ver. | Open Subtitles | إذن دعهم يجدونا |
| Yürümeye devam etmemiz lazım. Bizi bulmalarına izin veremeyiz. | Open Subtitles | ، يجبُ أن نتحرك يجب أن لا يعثروا علينا |
| Bu da Nemo'yu bulmalarına kırk beş dakika var demek. | Open Subtitles | و هذا يعني أن أمامنا حوالي 45 دقيقة حتى يعثروا على (نيمو) بالفعل |
| - Claire, seni bulmalarına çok sevindim. | Open Subtitles | -كلير)، مسرور للغاية أنّهم وجدوكِ) . |
| Seni bu kadar çabuk bulmalarına şaşırdım. | Open Subtitles | على أية حال أنا متفاجئ أنهم عثروا عليك سريعاً |