| Benimle burada Rus bölgesinde buluşmak istemeniz iyi bir başlangıç değil. Korkuyordum. | Open Subtitles | طلبتى منى أن نتقابل هنا فى القطاع الروسى, وتلك ليست بدايه مُشجعه |
| Benimle, domuz derisi lokantasında buluşmak isteyen ilk kadın sensin. | Open Subtitles | أنكِ أول إمرأة طلبت مقابلتي في مكان لبيع لحلم جلدالخنزير |
| Hayır. Sonra, evelsi gün, birden beni aradı ve buluşmak istedi ambulans yolunda. | Open Subtitles | كلا ، ومن ثمّ البارحة إتّصلت بي من الفراغ ، وأردت أن نلتقي |
| Beni başka biriyle buluşturmak için benimle buluşmak mı istedin yani? | Open Subtitles | طلبت مني مقابلتك وأجبت لك هذا أتطلب مني مقابلة شخص آخر؟ |
| Benim de öğrenmek istediğim buydu Bu yüzden onunla burda buluşmak istedim. | Open Subtitles | هذا ما أردت أن أعرفه منها لذا رتبت لقاء معها هنا |
| Biriyle buluşmak için bir yere ihtiyacı vardı, gözden uzak bir yere. | Open Subtitles | كان محتاجاً إلى مكان لمقابلة شخص ما ، مكان بعيد عن الأنظار |
| Buralar tam bok deliği. Neden burada buluşmak zorunda olduğumuzu anlamıyorum. | Open Subtitles | هذا الحي حفرة من القذارة فعلا لا أعرف لم أصررت على لقائي هنا؟ |
| Beni oğlunla tanıştırmaya hazır değilsin, bu yüzden burada buluşmak istedin. | Open Subtitles | أنتٍ لست مستعدة لكي اقابل إبنك لهذا أردتٍ ان نتقابل هنا |
| Onca zamandan sonra böyle, karanlıkta buluşmak. | Open Subtitles | إن المكان مظلم ، نتقابل هكذا فى الظلام بعد كل هذا الوقت ؟ |
| Benimle bu gece ofis dışında, iş saatinden sonra buluşmak istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد مقابلتي في الخارج اليوم بعد ساعات العمل |
| O zaman neden benimle buluşmak istediğinizi anlamadım. | Open Subtitles | إذاً إنني لست متأكدة من سبب رغبتكِ في مقابلتي |
| ödünç aldığım bir kitabı geri almak için buluşmak istiyor. | Open Subtitles | أنها تريد أن نلتقي حتى تسترد كتاب سمحت لي بأستعارته |
| Planımız; pistte rehberimiz ile buluşmak, kano ile nehrin yukarısına geçmek ve oradan da helikopter ile Roraima Dağı'nın zirvesine uçmak. | Open Subtitles | الخطة هي أن نلتقي مرشدَنا في مهبط الطائرات، لنذهبَ في زورق إلى مصبّ النهر، على أمل الوصول لقمة جبل "رورايما" بالمروحية. |
| Ne kadar Josh ile buluşmak ve onu uyarmak istesem de Emily ile ben burada olmayacağız. | Open Subtitles | بقدر ما أود مقابلة جوشوا وتحذيره إيميلي وأنا لن نكون هنا ستحضر لتوديعكم |
| Esha'yla buluşmak için bir daha asla uğraşma tabi seni tekrar mahkemeye çağırmamı istemiyorsan. | Open Subtitles | لا تحاولي أبدا مقابلة عيشة إلا إذا كنتي تريدين أن آخذك إلي المحكمة ثانية |
| Size hiç bir söz veremem, ama eğer Joss ararsa onunla buluşmak isteğini söyleyeceğim, ama eğer sizden korkmasına gerek, olmayacağına yemin ederseniz. | Open Subtitles | انا لا استطيع ان اعدك بشيء لكن اذا اتصل بي جوس ساطلب منه مقابلتك لكن فقط اذا وعدتني بان جوس |
| Eğer biriyle buluşmak isterseniz, sizin için ayarlayacağım. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في لقاء أيّاً كان، سأتولى الترتيب لذلك |
| Büyük gün geldiğinde buzdolabını süt ve taze meyvelerle doldurduk ve aileyle buluşmak için havaalanına gittik. | TED | حين أتى اليوم الكبير ملأنا ثلاجتهم بالحليب والفاكهة الطازجة واتجهنا إلى المطار لمقابلة العائلة |
| Güzel bir duş aldıktan sonra Matthew McConahey'yle buluşmak için stüdyoya gittim. | Open Subtitles | وبعد ذلك بقليل، تمطر حديثا واستثنائي، اضطررت الى الاستوديو لقائي مع ماثيو ماكونهي. |
| Cuma öğle yemeği için Brasserie'de buluşmak ister misin? | Open Subtitles | أرد الإجتماع على غداء الجمعة في براسيري؟ |
| Bugün, suçlu bir kaçakla buluşmak üzere konuştunuz. | Open Subtitles | أنتِ تكلّمت عن مجرم هارب بشأن مقابلته اليوم |
| Şimdi dikkatinizi çektiğime göre, buluşmak istiyorum. | Open Subtitles | والآن بعد أن أثرت انتباهك أريد أن أقابلك |
| Bebeklerini evlat edinmek istediğimiz çiftle buluşmak için söz vermiştim Cathy'ye. | Open Subtitles | وعدتّ كاثي بأن أقابل هاذين الزوجين الذين نفكر بأن نتبنى طفلهما |
| Pencere yok, kamera yok, kalabalık yok. buluşmak için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | لا نوافذ ، لا كاميرات ، لا شحود ، مكان مثالي للقاء |
| Büyük ihtimalle bu yüzden 6.30'da buluşmak istediler. | Open Subtitles | ولهذا السبب يُريدون مقابلتنا في الساعة الـ 6: 30 |
| Benimle Sevgililer Gününde Empire State binasının tepesinde buluşmak istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تقابلني على قمة الإمباير ستيت في عيد الحب |