| Doğru. Hem kocası hem de yardımcısı, bu buluşmalardan geldiğinde moralsiz olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بالضبط، وزوجها ومساعدتها كلاهما يقولان أنّها عندما عادت من هذه المواعيد كانت منزعجة |
| Bu hayatımdaki en güzel ilk buluşmalardan biri. | Open Subtitles | هذا في الواقع واحد من أفضل المواعيد الأولى اللتي حظيت بها |
| Bu hayatımdaki en güzel ilk buluşmalardan biri. | Open Subtitles | هذا في الواقع واحد من أفضل المواعيد الأولى اللتي حظيت بها |
| Böyle kör buluşmalardan nefret ederim. | Open Subtitles | أنا أكرة المواعيد العمياء آجل |
| Naomi, rastgele buluşmalardan nefret ederim. | Open Subtitles | نايومي)، أنا أكره المواعيد المدبرة) |