| Süt Kabı Kaçışı da benim buluşum. | Open Subtitles | والهروب من ممخضة الحليب، اختراعي أيضاً |
| Bu... benim yeni buluşum. | Open Subtitles | هذا اختراعي الجديد |
| Kendi buluşum. | Open Subtitles | فى اسنانهم. اختراعي الخاص. |
| Sözde buluşum, dehamın bir sonucu olarak çıkmadı. | Open Subtitles | ما يُعرف بـ"اكتشافي" لم يكن نتاج عبقريّتي. |
| - O benim buluşum. | Open Subtitles | -انه اكتشافي |
| RT: Bir sonraki buluşum, ben bir elektrikli çit yapmak istiyorum. | TED | ريتشارد: إختراعي القادم هو، أريد أن أصنع سور مكهرب. كريس: سور مكهرب؟ |
| En büyük buluşum. Ya da en azından en sevdiğim. | Open Subtitles | إنه إختراعي العظيم أو على الأقل المفضل لدي |
| buluşum herkese yardımcı olacak. | Open Subtitles | اختراعي يخدم الجميع |
| Evet! Benim buluşum. | Open Subtitles | أجل، إنّه من اختراعي |
| Evet! Benim buluşum. | Open Subtitles | أجل، إنّه من اختراعي |
| Aslanlardan nefret ederdim, ama şimdi buluşum sayesinde babamın ineklerini ve aslanları koruyorum. Aslanlarla herhangi bir çatışma olmaksızın yaşayabiliyoruz. | TED | إعتدت أن أكره الأسود، لكن الأن بسبب إختراعي الذي حفظ أبقار أبي و الأسود، نحن الآن قادرون على البقاء مع الأسود من غير تعارض. |
| Benim buluşum... bütün televizyon sinyallerini doğrudan beyine gönderiyor. | Open Subtitles | ...إختراعي تنقل موجات التلفزيون مباشرة إلى عقل الإنسان |
| -Yaşlanmayı geciktirmede çığır açan buluşum. Yüz sutyeni. | Open Subtitles | إختراعي الثوري لتَخفيض الشَيْخُوخَة: |