"buluşuyorum" - Translation from Turkish to Arabic

• سأقابل
• سألتقي

Bu kıtada son avcı-toplayıcı grupların biri olan Kalahari buşmanlarıyla buluşuyorum.
سأقابل أحد آخر المجموعات الصيادة في هذه القارة، رجال أدغال كالاهاري

Salı, olmaz. Biriyle buluşuyorum.
لا يناسبني الثلاثاء، سأقابل شخصاً

Okuldan sonra büyükannemle buluşuyorum.
سأقابل جدتي بعد إنتهاء اليوم الدراسي

''Ama yemeğe katılamam, saat 7:30'da Genel Sekreter ile buluşuyorum.
"لا يمكنني الحضور! سألتقي بالأمينِ العامِّ عندَ السابعة والنصف!"

Onunla bugün daha sonra çarşıda buluşuyorum.
سألتقي به في السوق اليوم بوقتٍ مُتأخّر

- Bu hafta birçok kişiyle buluşuyorum. - Neredeyse gidiyordum.
سألتقي بالكثير من الأشخاص هذا الأسبوع لقد كنت على وشك أن أغادر-

Bu çok heyecanlı. Akranlarımla buluşuyorum.
شىء مثير جدا؛ سأقابل من ينافسوننى..

- Başka biriyle kahve içmek için buluşuyorum zaten.
سأقابل شخصاً ما لتناول القهوة حقاً ؟

Bu sabah birçok eski meslektaşımla buluşuyorum.
هذا الصباح، سأقابل بعض زملائي القدامى

Cumartesi, kitap kulübü için Margaret ve Brie'yle buluşuyorum... ama Kate'i davet etmiyorlar o yüzden bir şey söyleyemedim.
سأقابل (مارغريت) و (بري) في نادي الكتاب يوم السبت ولكنهما لن يدعوان (كيث) لذا لايمكنني قول أي شيء حقا

Bugün halkımla buluşuyorum.
اليوم، سأقابل شعبي

Ryan'la buluşuyorum. Union istasyonu platform 2. Washington merkezde.
سأقابل (راين) في الرصيف الثاني لمحطة قطار (يونيون)، وسط مدينة (واشنطون)

Johnny, bir saate Sid'le buluşuyorum. Taktikte bana lazımsın, tamam mı?
(جوني)، سأقابل (سيد) خلال ساعة، أريدك في الفريق الميداني، إتفقنا؟

Ama gece yarısı Sikes ile buluşuyorum.
ولكني سأقابل (سايكس) في عند منتصف الليل

Bu yüzden yarın bir restoran yatırımcısıyla buluşuyorum.
لذا سألتقي غداً مع مستثمر مطاعم.

Gri eşofmanlı bir adamla buluşuyorum.
سألتقي رجلاً ذا بنطال رمادي

- Soğuk. Bu akşam Wilson'la buluşuyorum.
سألتقي مع (ويلسون) هذه الليلة.

Bu akşam David'le buluşuyorum.
سألتقي بـ(ديفيد) هذا المساء.

Biriyle buluşuyorum.
سألتقي أحدهم