| Ama cesedi bulunamadığı için öbür iki cinayetten yargılanmış. | Open Subtitles | لكن بما أنّه لم يُعثر على الجثة، تمت محاكمتها على الجريمتين الأخريتين فقط. |
| John Flowers mücevherlerin bulunamadığı şu soygun davası için mahkemeye çıkıyor. | Open Subtitles | يقدم جون فلورز للمحاكمة عن سرقة محل مجوهرات لم يُعثر أبدا على ماساته |
| Kolay bir doğumdu. Baban burada bulunamadığı için üzülmüştü. | Open Subtitles | كان انجابا مثاليا أبّاك كان آسفا انه لم يحضره |
| Kolay bir doğumdu. Baban burada bulunamadığı için üzülmüştü. | Open Subtitles | كان انجابا مثاليا أبّاك كان آسفا انه لم يحضره |