| Ama doktorlar durumu kolaylaştırmak için hastalığın bunama ya da Alzheimer olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لكن لجعل الأمور أسهل، يوقّع عليها الأطباء كـ خرف أو زهايمر |
| Bayan Cutler ağır bunama çekiyordu. | Open Subtitles | السيدة كاتلر كانت تُعاني من خرف شديد |
| bunama, akli dengesini yitirme gibi durumlar yaşanan olayların açıklamasını yapıyor. | Open Subtitles | ... الخَرف و عدم الإستقرار العقلي الشُروط السامحة لإنجاح الأمر . للشرطة, لشرح أبعاد الأحداث |
| bunama! | TED | الخَرف. |
| bunama gösteren yaşlılara sevdikleri müzikleri gösterdiğinde tam olarak ne olduğu. | Open Subtitles | ما يحدث عندما يُعطي كبار السن المصابين بالخرف الموسيقى التي أحبوها |
| O bunama hastalığından mustarip ve tamamen hemşire bakımı altında. | Open Subtitles | تعاني الخرف الشيخوخي وسوف تتلقى العناية لكل الوقت في يناير |
| Bu hiç komik değil dostum çünkü Jesse'nin annesi ve babası Arizona'daki bunama tesisinde, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً هذا ليس مضحكاً يا صاح لأن والد (جيسي) و والدتها في مشفى مجانين في (أريزونا) صحيح ؟ |
| Alzheimer ve bunama tedavisinde yaygınca kullanılan bir ilaçtır. | Open Subtitles | وهو دواء يتم وصفه عادة لعلاج ألزهايمر والخرف. |
| Ya konuşamama versiyonu ya da semantik bunama... | Open Subtitles | *"أو أنها عارض من حالة "خرف دلالة الرموز ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ اضطراب عصبي يصيب الذاكرة الدلالية اللفظية وغير اللفظية* |
| Doktor hafif bir bunama olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الطبيب قال أنه خرف بسيط. |
| Erken bunama. | Open Subtitles | خرف الشيخوخة |
| Ama bunama hastalığı bulunan partnere bakmak da yalnız bir yer olabilir. | TED | لكن كونك تقدم الرعاية للشريك المصاب بالخرف يمكن أن يكون مكانًا وحيدًا جدًا |
| Köydekilerde bunama, felç ve sonunda ölüme neden olmuş. | Open Subtitles | كل شخصٍ هنالك أصيب بالخرف الشلل والموت في النهاية |
| bunama geçiren yaşlı hastaların bakımında kullanılıyor. | TED | تستخدم في دور رعاية المسنين ومع مرضى الخرف. |
| Bu tür bir yüz yüze iletişimin gücü sosyal insanlar arasında bunama oranının neden en düşük olduğunu açıklıyor. | TED | قوة العلاقات وجهاً لوجه هي السبب الحقيقي لأقل معدلات من الخرف للأشخاص المشاركين إجتماعياً. |
| Bu hiç komik değil dostum çünkü Jesse'nin annesi ve babası Arizona'daki bunama tesisinde, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً هذا ليس مضحكاً يا صاح لأن والد (جيسي) و والدتها في مشفى مجانين في (أريزونا) صحيح ؟ |
| Tedavisi için Alzheimer ve bunama ilaçları alıyor. | Open Subtitles | حسناً, الأدوية التي يتناولها هي لعلاج مرض ألزهايمر والخرف. |