| - Önemli olan da bu. - bunlarla yürüyebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | هذا ما يهم لست متأكدة إن كنت قادرة على المشي بهم |
| İnsan vücudu bunlarla dolup taşıyor; tipik yetişkinde, yakalşık 80 000 km damar var. | TED | حسنا, جسم الأنسان ممتلئ حرفيا بهم, حيث تعادل 60.000 ميل في الشخص البالغ. |
| - bunlarla bütün gemiyi yolarım. - Merhaba, Harry. Merhaba, Gerald. | Open Subtitles | يمكننى اللعب مع السفينة كلها بهؤلاء أهلا هارى ، أهلا جيرالد |
| Bu sabah tüm bunlarla ilişkili bir çatışma daha yaşandı. | Open Subtitles | ووقع حادث إطلاق نار هذا الصباح على علاقة بكل هذا. |
| bunlarla uğraşma, yoksa hiç rahat edemezsin. | Open Subtitles | حالما تعبث بهذه الأشياء لن تشعر بالراحة أبدا |
| Her şey sona erdiğinde bunlarla bir duvar inşa edecek. | Open Subtitles | هي ذاكرتنا عندما تنتهى هذه المسألة, ستبنى هى سورًا بتلك الأشياء |
| bunlarla ne yapıyorlar anlamamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نكتشف ماذا يفعلون بكل هذه الأشياء. |
| Onu bunlarla besledim,büyüttüm! | Open Subtitles | لقد رضعته بهذين ! لماذا ياربي ؟ |
| Muhtemelen tuhaf birinin tekidir. Şehir bunlarla dolu. | Open Subtitles | ربما هو مجرد شخص غريب الأطوار المدينة تعج بهم |
| Çok tuhaf şeyler oluyordu. Oswald'ın bunlarla bir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | أشياء كثيرة غريبة كانت تحدث كان أوزوالد لا علاقة له بهم |
| Sadece bunlarla limitli değil ama aşkın bileşenlerini oluşturanlar arasında şunları sayabiliriz: | Open Subtitles | متضمِّنة, لكن ليست محدود بهم, الإنجذاب, الإحترام, الثقة, الطاقة. |
| Beni bunlarla dans pistinde görmelisin. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تشاهدني بهم علي حلبة الرقص. |
| Haftalardır bunlarla uğraşıp duruyorsun. Deli misin sen? | Open Subtitles | اضطررت إلى مشاهدتك تعبث بهؤلاء لأسابيع، أأنت مجنون؟ |
| Haftalardır bunlarla uğraşıp duruyorsun. Deli misin sen? | Open Subtitles | اضطررت إلى مشاهدتك تعبث بهؤلاء لأسابيع، أأنت مجنون؟ |
| Mısır'lıları bunlarla mı yenmeyi umuyoruz,? | Open Subtitles | هل بهؤلاء سنتمكن من وقف الحشد المصرى ؟ |
| Ama plağın bütün bunlarla ne ilgisi var anlamıyorum. | Open Subtitles | ولكنى لا أفهم علاقة هذه الاسطونة المسجلة بكل هذا |
| Merak etmiyor musun ? Bütün bunlarla ne yapacağımı, binbaşı ? | Open Subtitles | إذا كنت لا تمانع سؤالي ، مالذي ستفعله بكل هذا أيها الرائد ؟ |
| Ve Jen'e de bir resim yolladı. Baban, bunlarla kendisine gittiğinde Garza savcıydı. | Open Subtitles | غارزا كان النائب العام الذي ذهب أبوك إليه بهذه الأشياء. |
| bunlarla ne yapacağımı bilemedim, o yüzden sadece saklayım dedim. | Open Subtitles | لم أعرف ماذا أفعل بهذه الأشياء .. لذا قمت بالإحتفاظ بها |
| Bir şey söyleyeyim yalnız. Ben bunlarla doymam haberin olsun. | Open Subtitles | دعنى أقول لك شيئاً .أنا لن أشبع بتلك الأشياء.. |
| bunlarla ne yapacaksın? | Open Subtitles | ماذا ستفعل بكل هذه الأشياء ؟ |
| Tanrım, bunlarla onu elde ele geçirebilirim, adamım. | Open Subtitles | ينبغي علي ان اقضي عليها بهذين |
| bunlarla yürüyebilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري إن كنت أستطيع السير بهذا الحذاء |
| - Çabuk gitmeliyiz. - Tanrım, bunlarla yürüyemiyorum. | Open Subtitles | علينا الذهاب اووه يالهى لا استطيع المشى بهذه الاشياء |
| Burada iki yıl boyunca bunlarla çalıştım kendi müziklerini yapıyorlardı ve ben de etkilendim. | Open Subtitles | عامين وأنا أتعامل مع تلك المُحوّلات... وإستطاعوا إصدار معزوفات مُتناغمة، وقد غاب عَن خاطري.. |
| bunlarla, Saddam'ın askerleriyle mücadele ediyoruz. | Open Subtitles | سنَستعملُ هذه السياراتِ لمُحَارَبَة جنود صدام. |
| Kendimi bunlarla öyle Stephen King gibi hissediyorum ki. | Open Subtitles | أشعر باني ملكة مع هذه الأشياء مؤخرا |
| Ailemin parasının bunlarla ne alakası var? | Open Subtitles | الآن، ماذا ستفعل اموالً عائلتِي بأيّ من هذا؟ |
| bunlarla tüm şehri haritadan silebilirler. | Open Subtitles | يمكنهم القضاء على المدينة بأكملها بواسطة هذه القذارة |