| Dolayısıyla özür diliyorum çünkü bunu bilmeye hakkın vardı. | Open Subtitles | لذا أنا آسف بسبب بسبب إنك تستحق معرفة هذا |
| Size söyleyemem. Ziyaret ettiği kişi kocamsa, bunu bilmeye hakkım vardır. | Open Subtitles | إذا كانت تزور زوجي، فمن حقي معرفة هذا. |
| bunu bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | تستحقين معرفة هذا |
| Konuşması acı veriyor ama bunu bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | إنه شيئ مؤلم أن أتحدث عنه ولكنك تستحق أن تعرف |
| Konuşması acı veriyor ama bunu bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | إنه شيء مؤلم أن أتحدث عنه ولكنك تستحق أن تعرف |
| Benden vasin olmamı istiyorsun, bunu bilmeye hakkım var, değil mi? | Open Subtitles | أنت تريد مني أن أصبح حارسك، ولي الحق في المعرفة. |
| - Hayır. Kızarkadaşın olarak bunu bilmeye hakkım, olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنه عندي حق معرفة هذا |
| Kocan eğer büyükbabamsa bunu bilmeye hakkım var. | Open Subtitles | إذا كان زوجك هو جدي، لدي الحق في المعرفة. |
| 'O bebeğin babası. bunu bilmeye hakkı var.' | Open Subtitles | "هو والد هذا الطفل، لديه الحق في المعرفة." |
| bunu bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | لديها الحق في المعرفة. |