"bunu değiştiremez" - Translation from Turkish to Arabic

• سيغير هذا
• سيغير ذلك
• يغير هذا
• تغيير هذا
• تغيير ذلك
• يغير ذلك
• يُغيّرَ ذلك
• لتغيير هذا
• سيغيّر هذا

Seninle yarım kalmış bir işimiz var ve takip eden dört yıl boyunca, hamile kalmış olman da dahil, yaptığın hiçbirşey bunu değiştiremez.
أنت و أنا بيننا مسألة لننهيها و أى شىء فعلتية خلال 4 سنوات السابقة بما فيهم انجابك سيغير هذا

Geçen dört yıl içinde yaptığın hiçbir şey buna hamile kalmak da dahil bunu değiştiremez.
و أى شىء فعلتية خلال 4 سنوات السابقة بما فيهم انجابك سيغير هذا

Karın olacak bir kadın. Dünyada hiçbir şey bunu değiştiremez.
إمرأه ستكون زوجتك و لا شئ فى العالم سيغير ذلك

Ve dünyadaki tüm sevgi bile bunu değiştiremez.
وكل الحب في العالم لن يغير هذا

Neyse ki ben avcıyım. Hiçbir şey bunu değiştiremez.
لحُسن الحظ أنا صياد لا شئ يمكنه تغيير هذا

Dünyadaki bütün ağaçlar, hediyeler, hatta ökseotu bile bunu değiştiremez.
وكل الأشجار والهدايا وحتى عنقود التقبيل لا يمكنه تغيير ذلك

Hiçbir şey bunu değiştiremez.
انا رضيت بقدري ياصديقي لا شئ يمكن ان يغير ذلك

Bak... demek istediğim, sen kimsen o sun, ve hiç bir pantolon bunu değiştiremez.
انظري , وجهه نظري هي أنتِ , ما أنت عليه؟ و لا أي سروال سيغير هذا

İyi denemeydi, ama söyledim sana, ben ona kendimi adadım ve hiçbir şey bunu değiştiremez.
محاولة جيدة، لكنى اخبرتك انى ملتزمة به و لا شىء سيغير هذا

Hala benim evladımsın. Hiç bir şey bunu değiştiremez.
لا تزال ابني، لا شيء سيغير هذا ابـداً

Söyleyeceğiniz hiçbir şey de bunu değiştiremez.
هذا لا شيء يمكنك إخباري ذلك سيغير هذا

Kampanyaya katıl veya katılma, hiçbir şey bunu değiştiremez.
مهما يكن ماتقرره بشأن هذه الحملة، لاشيء سيغير ذلك.

Ama büyülü düşünceler bunu değiştiremez.
‫ولا يوجد أي تفكير سحري ‫سيغير ذلك يوماً

- O asker, sen de düşmansın. Hiçbir şey bunu değiştiremez.
إنه جندى وأنت عدو , لاشيء سيغير ذلك

Kara büyü bunu değiştiremez.
السحر المظلم يمكنه أن يغير هذا

Fakat o benim oğlum değil Bayan Blake ve bilim bunu değiştiremez.
إنه ليس ابني يا سيدة (بليك) و لن يغير هذا أي قدر من العلم -أعرف هذا، لكنه

ve daima seveceğim. Hiçbir şey bunu değiştiremez.
و سأظل أحبك دائماً، ولا شيء يستطيع تغيير هذا

Benim hiç yeteneğim yok, ve hiçbir şey bunu değiştiremez.
ليس لدي ما يتطلبه الأمر, و لا شيء يمكنه تغيير هذا

Ben bu bebeği Eliza'nın istediği kadar istiyorum ve dünyadaki hiçbir şey bunu değiştiremez.
أريد هذا الطفل كما بقدر إليزا يفعل ولا شيء في هذا العالم هو الذهاب الى تغيير ذلك.

İnsan, insanın kurdudur, hiç bir yasa bunu değiştiremez.
إن الرجل ذئب للإدارة ولا قانون يمكن أن يغير ذلك

Roketatarların hepsi bir araya gelse bile bunu değiştiremez.
وكُلّ قاذفاتِ قنابلكَ لَنْ يُغيّرَ ذلك.

Bu reklam harikaydı yaptıkları hiçbir şey bunu değiştiremez.
تلك الدعاية كانت رائعة وليس بإمكانهم عمل شيء لتغيير هذا

Gelecek saat içinde yaşanacak olan... ..hiçbir şey bunu değiştiremez.
ومهما حصل في الساعات القادمة... سيغيّر هذا.