Bayan Mercer, eski bir FBl memuru olarak... Bunu kabul etmem çok zor. | Open Subtitles | سيدة ميرسر , كرجل سابق فى مكتب التحقيقات الفدرالي من الصعب قبول هذا |
Eğer gitme sırası bendeyse ve cennette ailemle olacaksam Bunu kabul edebilirim. | Open Subtitles | إذا كان الوقت قد حان للذهاب للجنة مع عائلتي أستطيع قبول ذلك |
Boşanmakta haklı olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun. Bunu kabul etmiyorum. | Open Subtitles | تريدين أن تثبتي بأنكِ محقّة بالطلاق، وأنا لا أقبل بذلك |
Hayır Rangerlar, Bunu kabul edemem. Zordon Bunu kabul etmezdi. | Open Subtitles | أنا لا أقبل ذلك أيها المغامرون وزوردان لم يكن سيقبله |
Eğer Bunu kabul edemeyeceksen ve bu kararımdan dolayı bana zarar vereceksen. | Open Subtitles | وإذا كنتِ لا تستطيعي تقبل ذلك وإذا كنتِ تريدين إيذائي لرفضي لكِ |
Tamam dinle Melinda. Bunu kabul etmenin çok zor olduğunu biliyorum tamam mı? Ama olanları bir düşün. | Open Subtitles | أعرف كم هو صعب تقبل هذا الأمر لكن فكر فيما حدث |
Bunu kabul etmiyorum. Bu aptal kehanetlerin yüzlerce yorumu olabilir. | Open Subtitles | أنا لا أقبل بهذا هذه النبوءات يُمكن أن تترجم بمائة طريقة |
Dogville halkı Bunu kabul etmekte zorlanabilir. | Open Subtitles | أنظر إذا كان سكان دوجفي عِنْدَهُمْ مشكلة في قبول هذا. |
Sana birisi ev verirse sakın Bunu kabul edemem deme. | Open Subtitles | تعلمي .. عندما يعطيك أحدهم بيت لا تقولي لا أستطيع قبول هذا |
Başka bir şey yapamayız. Bunu kabul etmeyi reddediyorum! | Open Subtitles | لا يمكننا التوقف عن فعل شيء ، أنا أرفض قبول هذا الواقع |
- Bunu kabul edebilirim. Ben edemem! Zamanım dar. | Open Subtitles | لا استطيع قبول ذلك هذا يزعجني, احاول كسب المال |
Eğer şimdi ailemle cennette olabileceğimi bilsem Bunu kabul ederdim | Open Subtitles | لا تقولي هذا إذا كان الوقت قد حان للذهاب للجنة مع عائلتي أستطيع قبول ذلك |
Bana şimdi güvenemezsen, Bunu kabul edebilirim. | Open Subtitles | .. إن كنتِ لا تستطيعين الوثوق بي الآن فأنا أقبل بذلك |
Bu sorumluluk, bu ofiste buraya ait, ve Bunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | تلك المسؤولية، إذن، هي على هذا المكتب، وأنا أقبل ذلك لا يمكن أن يكون هناك تبييض للجرائم في البيت الأبيض |
Bir şeyler hakkında bir açıklama yapıldığında ve herkes buna inansa da belki Bunu kabul etmeyen içgüdüsel olarak, bu açıklamanın başarısından emin değilim diyen birileri olabilir. | Open Subtitles | عندما يعطى تفسيرا شيء وكل واحد يعتقد أنه قد يكون هناك شخص واحد في مكان ما الذين لا يمكن أن تقبل ذلك تماما، |
Senden Bunu kabul edip desteklemeni ve bunun için benimle gurur duymanı istiyor muyum? | Open Subtitles | أأردت منك تقبل هذا ودعمه ولكي تكوني فخورةً بي عليه |
Ve Bunu kabul etmeyeceğim. Her gün insanların öldüğü bir yere gidiyorum anne. | Open Subtitles | هذاليسما تعنيهعندماتقولها, و انا لن أقبل بهذا |
Ned'in hareketinin, duygularınızı derinden etkilediğini biliyorum, ama Bunu kabul etmeye utanıyorsunuz. | Open Subtitles | أعلم أنك تأثرت بعمق "من تصرف "نيد لكنك تخجل من الإعتراف بذلك |
Ölümü belli bir yolla kavrıyorsunuz. Bunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنت تعتبر أن الموت مؤكد بالنسبة لهم و أنا أقبل هذا |
Tek suçum sizi terk etmekti, Bunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | الغلطة الوحيدة التي فعلتها هي رحيلي. أعترف بذلك |
Sen asla bir NASCAR pitinde çalışmadın. En azından Bunu kabul edebilirsin. | Open Subtitles | أنت لم تعمل أبداً في محطة ناسكار يجب أن تعترف بذلك |
Binlerce hacı oturup Bunu kabul etmeyi reddetti. | Open Subtitles | وكان هناك هرج من الف مسلم وقفوا رافضين القبول بذلك |
Fakat Bunu kabul ettikten sonra bile, bile rahatlamş değilim. | Open Subtitles | ولكن حتى بعد الإعتراف بهذا لا يوجد أي تطهير |
- Bunu kabul etmiyorum. - Etsen iyi olur. | Open Subtitles | لا اقبل ذلك حسناً ، من الافضل لك ان تقبل |
Benim düşüncem bilimin nasıl yapıldığını unutmuş ve Bunu kabul etmek istemiyor. | Open Subtitles | ما اظنه هو انه قد نسي كيف يتم أداء العلم و لا يريد أن يعترف بذلك |