| BTO çok önemli. O aşağılın bunu senden almasına sakın izin verme. | Open Subtitles | شركة التقنيّة العالميّة مُهمّة، لا تسنح لهذا الوغد أن يأخذ ذلك منك. |
| Çünkü seni yakalarlarsa, bunu senden öğrenirler ve bu da çok kötü olur. | Open Subtitles | ، لأنه لو قبض عليك فسيعرفون ذلك منك و لا ينبغي ذلك |
| - bunu senden isteyemem. - Evet, rüyanı gerçekleştirebilirsin. | Open Subtitles | لم أكن لأطلب هذا منك نعم, سوف تحظى بمنزل احلامك |
| Böyle olmasını istiyorsan Cate'in bunu senden duyması gerekir. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تريدينه على الأرجح أنها يجب أن تسمع هذا منك |
| - Peki, Bende seni takip etmeyi bırakmayacağım - bunu senden kim istedi? | Open Subtitles | . حسناً ، أنا لا أستطيع الإستمرار بملاحقتك من طلب منك ذلك ؟ |
| bunu senden saklamaya çalıştım. Sadece normal bir hayatın olmasını istedim. | Open Subtitles | حاولت إخفاء ذلك عنك لكي تحصلى على حياة طبيعية |
| Tabii er ya da geç bunu senden çalacak 'Zaman Baba'nın dışında ama konumuz bu değil. | Open Subtitles | ما عدا عندما يحين وقت الموت، سينتزع ذلك منكِ بكل تأكيد عاجلاً ام آجلاً لكن هذا ليس مقصدي |
| bunu senden rica ediyorum çünkü burası tehlikeli bir bina, bir kaç soygun olmuş ve kısa bir süre önce bir kadın tecavüze uğramış, ve-- | Open Subtitles | انا اطلب منك هذا فقط لان هذا مبنى خطير وكان يوجد بعض السرقات , وهناك امراة قد اغتصبت من مدة ليست ببعيدة , و.. |
| bunu senden alamayacağımı düşünüyorsun,değil mi? | Open Subtitles | ها تعتقدين اننى لا استطيع ان اخذ هذا منكِ ؟ |
| Senin rakibin olduğunu için, bir şekilde bunu senden istemek doğru değil. | Open Subtitles | .. أشعر أنه لا يجب علي طلب ذلك منك بما أن الأمر يتضمن غريمتك |
| Sen kaptan oldun ve kimse bunu senden alamaz. | Open Subtitles | انتى الكابتن، ولا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَأْخذَ ذلك منك. |
| bunu senden beklemeliydim, Genç Dağlı. | Open Subtitles | أظن أنني كان يجب أن أتوقع ذلك منك يا ساكن الأرض المرتفعة الصغير |
| Bu çocuklar için her şeyimi verebilirim, ama bunu senden beklemiyorum. | Open Subtitles | أضحي بأي شيء لهؤلاء الأطفال ولكن لا أتوقع ذلك منك |
| Seni korumaya çalıştım, bunu senden sakladım çünkü o oğlunun şeytan olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | حاولت لحمايتك. وهذا هو السبب في أنني أبقى هذا منك. وهو يعتقد أن ابنك هو الشر. |
| bunu senden saklamak için yıllarca uğraştım. | Open Subtitles | قضيت سنوات عديدة في محاولة لإخفاء هذا منك. |
| Yarıyılda yeni bir okula başlamanın senin için zor olduğunu biliyorum ve bunu senden almak istemiyorum ama dışarıda büyük bir dünya olduğu sürece, uyuma anını bunlunla uğraşarak harcamayacağına söz vermelisin. | Open Subtitles | أعلم أنه من الصعب الذهاب لمدرسة جديدة في نصف الفصل الدراسي ولا أريد أخذا هذا منك ولكن يجب عليك أن تعدني |
| bunu senden istemeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي الحق لأطلب منك ذلك هذا ليس أنت |
| bunu senden istiyoruz çünkü senin yanında güvende ve iyi bakılacağına eminiz. | Open Subtitles | إنّك نطلب منك ذلك لأننا نعلم .سوف تكون بأمان ورعاية معك |
| Ve bunu senden saklamak korkunç bir hataydı. | Open Subtitles | اخفاء ذلك عنك كان خطأً فظيعاً أدرك ذلك الاَن |
| Çok fazla iş demek bu. Kimse bunu senden beklemiyor. | Open Subtitles | إنه عمل كثير لا أحد ينتظر ذلك منكِ |
| Dinle, bir acil durum olmasaydı bunu senden asla istemezdim | Open Subtitles | لم اكن لاطلب منك هذا الطلب ابدا لو لم تكن حالة طارئة |
| bunu senden duymak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | سيريدون سماع هذا منكِ |
| bunu senden ve Jasper'dan saklayarak kendime gizlice mesaj yolladım. | Open Subtitles | و بإخفاء هذا عنك وعن جاسبر تمكنت من إرسال رسائل لنفسي |
| Yani burası daha iyi durumda olmayacak. Bunu, senden bir dost olarak istiyorum, lütfen? | Open Subtitles | أنا أطلب منكِ هذا كصديقة من فضلكِ ؟ |
| Evet, bunu senden memnuniyetle alırım. | Open Subtitles | أجل، سأكون سعيدة لأخذ هذه منكِ. |