| Yalnızca henüz bunun farkında değil. - Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | ـ لكنه لا يعرف هذا بعد ـ كيف يمكنك أن تكون متأكداً؟ |
| Suçlumuzun kendisi bunun farkında değil. | Open Subtitles | فقط ان الجانى لا يعرف هذا بعد، لو فعل |
| Zeki biri. Yakışıklı, ama bunun farkında değil. | Open Subtitles | إنـّه ذكي، وسيم لكنه لا يعرف هذا |
| Oğlum elimden kayıp gidiyor gibi hissediyorum ama o bunun farkında değil. | Open Subtitles | أشعر كأنّه يبتعد عني، و هو لا يعلم بذلك و ... |
| bunun farkında değil. Bunu takdir edemez. | Open Subtitles | انه لا يعلم بذلك ولا يستطيع تقديره |
| Onun sırrımla derin bir ilişkisi var. Lakin bunun farkında değil. | Open Subtitles | إن لديه روابط عميقة بسرّي، إلّا أنّه لا يدرك ذلك. |
| Evet ama Vasillis bunun farkında değil. | Open Subtitles | نعم، لكن (فاسيلي) لا يعرف هذا |
| Henüz kimse bunun farkında değil. Bir şans yakalarsa büyük şöhret olacak. | Open Subtitles | \u200fلا أحد يدرك ذلك حتى الآن \u200fسيحقق نجاحاً باهراً لو مُنح فرصة |
| Sadece henüz bunun farkında değil. | Open Subtitles | هو فقط لم يدرك ذلك بعد. |