| Hiçbir şey, gerçekten bu kadar uzak olamaz ve umarım bugün size Bunun nedenini gösterecek. | TED | ما من شيء كان أكثر مخالفة للحقيقة من هذا، و آمل أن أكشف لكم اليوم سبب ذلك. |
| Gelecek hafta için ödeviniz bunu okumak ve bana Bunun nedenini söylemek. | Open Subtitles | واجبكم للأسبوع القادم هو قراءته وإخباري سبب ذلك |
| Hayır, hepsinin bir önemi var ve size bir örnekle Bunun nedenini açıklayacağım. | TED | بلى، إنه يهم قليلًا، وسأعطيكم مثالًا عن السبب. |
| Mutlu değilsin ve bence Bunun nedenini konuşma zamanımız geldi. | Open Subtitles | أنت لست سعيدة وقد حان الوقت للتحدث عن السبب |
| Eğer bu hayvanın etle demir karışımı olduğunu söyleseniz... Bunun nedenini ve nasıl olup da görünmez olma yeteneği elde edebildiğini sorarlar. | Open Subtitles | ستجعلني سخرية في حديقة الملك إن قلت بأن الوحش مكون من لحم وحديد وأنه بعقل ويمكنه أن يختفي ساعة يشاء |
| Sana söylemediğim çok şey var. Bir gün Bunun nedenini anlayacağını umuyorum. | Open Subtitles | كثيرا بأنّني تركت لم يذكر للأسباب أتمنّى... |
| Ve Bunun nedenini anlamak için sinekkapanı davranışı hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. | TED | ولكي نفهم لماذا هذا، علينا أن نتعلم أكثر قليلاً عن سلوك مصيدة الذباب. |
| Görünüşe göre, sizce öyle. Bunun nedenini merak ettim. | Open Subtitles | من الواضح أن هذا ما أنتِ مقتنعة به إنّما أتسائل ما سبب ذلك |
| Bunun nedenini anlamak için de etrafa bakıyorum. | Open Subtitles | و انا على البحث خارج هذا المبنى عن سبب ذلك |
| Bizim de Bunun nedenini öğrenmemiz gerekiyor ve vakit hayli değerli. | Open Subtitles | و علينا معرفة سبب ذلك و الوقت عامل أساسي هنا |
| Sanırım ben Bunun nedenini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم سبب ذلك ، سيدي |
| - Bunun nedenini biliyor musun? | Open Subtitles | - أتعرفين ما سبب ذلك؟ - ما سبب ذلك ؟ |
| Bunun nedenini tahmin edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع تخمين سبب ذلك |
| Ve Josiah Bunun nedenini sorduğunda katibi "Bir kitap bulduk" dedi. | Open Subtitles | و عندما سأل جوسياه عن السبب رد الخادم قائلاً "لقد وجدنا كتاباً" |
| Josiah Bunun nedenini sorduğunda... yardımcısının cevabı... | Open Subtitles | و عندما سأل (جوسياه) عن السبب رد الخادم قائلاً |
| Yüzbaşı Fache, açıkçası Bunun nedenini size ben söyleyemem. | Open Subtitles | كابتن (فاشيه)بوضوح لا أستطيع إخبارك عن السبب |
| Eğer bu hayvanın etle demir karışımı olduğunu söyleseniz... Bunun nedenini ve nasıl olup da görünmez olma yeteneği elde edebildiğini sorarlar. | Open Subtitles | إن قلت بأن الوحش مكون من لحم وحديد وأنه بعقل ويمكنه أن يختفي ساعة يشاء |
| Bir gün Bunun nedenini anlayacağını umuyorum. | Open Subtitles | كثيرا بأنّني تركت لم يذكر للأسباب... أتمنّى يوم واحد أنت ستفهم. |
| Şimdi Bunun nedenini anlıyoruz. | Open Subtitles | الآن نحن نفهم لماذا تلك الحالة ؟ |