| Camcının gelip de kapıyı onarması için tüm gün burada beklemek zorundayım şimdi! | Open Subtitles | الآن عليّ الإنتظار هنا طوال اليوم للعامل أن يأتي ويصلح الباب، |
| Sağdan ilk kapı. Kocanız burada beklemek zorunda. | Open Subtitles | -الباب الثاني على اليمين، على زوجكِ الإنتظار هنا |
| burada beklemek daha kötü bir kadere sebep olacak. | Open Subtitles | الإنتظار هنا سيجلب لنا أمراً سيئاً |
| Birisi gelip makineyi tamir edene kadar burada beklemek zorundayız. | Open Subtitles | حتى يأتي شخص ما لإصلاح هذا الجهاز ، سوف نضطر لأن ننتظر هنا |
| burada beklemek köpek yüzüğümü yutmadı. | Open Subtitles | ننتظر هنا.. لم يبتلع الكلب خاتمي |
| Sana bilet satamam. burada beklemek zorundasın. | Open Subtitles | لا استطيع بيعك تذكرة عليك الانتظار هنا |
| Şu anda, oturup burada beklemek. | Open Subtitles | الآن, عملك الإنتظار هنا |
| Şu an iş burada beklemek. | Open Subtitles | الآن, عملك الإنتظار هنا |
| Şimdiki işin burada beklemek. | Open Subtitles | حاليا عملك الإنتظار هنا |
| burada beklemek köpek yüzüğümü yutmadı. | Open Subtitles | ننتظر هنا.. لم يبتلع الكلب خاتمي |
| Onlar gidene kadar, burada beklemek zorunda mıyız? | Open Subtitles | والآن ماذا سنفعل؟ ننتظر هنا حتى يغادرا |
| Burası çok tehlikeli bir alan gibi görünüyor. burada beklemek gerekmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | تبدو منطقة خطيرة لا يجب أن ننتظر هنا |
| Bence en iyisi burada beklemek. | Open Subtitles | -أعتقد أنه من الأفضل أن ننتظر هنا |
| burada beklemek daha doğru. | Open Subtitles | يجب أن ننتظر هنا |
| Gelmek mi istersin, yoksa burada beklemek mi? | Open Subtitles | هل تريدين أن تأتي، أو الانتظار هنا؟ |
| - burada beklemek ister misin? | Open Subtitles | أتريد الانتظار هنا ؟ |
| burada beklemek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين الانتظار هنا ؟ |
| Eğer burada beklemek isterseniz test sadece bir saat sürecek. | Open Subtitles | ان كنت ترغبين بالإنتظار هنا سيستغرق الامر ساعة فحسب |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 