| Evet, şey, her neyse, belki bir süreliğine burada kalabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | نعم، حسنا، على أية حال، أنا كنت أتسائل إذا يمكنني البقاء هنا لفترة |
| Ve şunu düşündüğümü hatırlıyorum, "Belki burada kalabilirim." | Open Subtitles | و أتذكر أني كنت أفكر بنفسي ربما يمكنني البقاء هنا |
| Program başlayana kadar burada kalabilirim. | Open Subtitles | يمكنني البقاء هنا حتى يبدأ البرنامج |
| Aslında burada kalabilirim, onun iyiliği için ama artık yalnız olmak istiyorum. | Open Subtitles | كان بإمكاني البقاء هنا لأجله لكنني أود أن أكون لنفسي الآن |
| Bütün gün burada kalabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني البقاء هنا اليوم بأكمله |
| Sanırım... Bütün gece burada kalabilirim. | Open Subtitles | "أشعر وكأنه بإمكاني البقاء بالداخل طوال الليل" |
| Bütün gece burada kalabilirim. | Open Subtitles | "يمكنني البقاء بالداخل طوال الليل" |
| Sonsuza dek burada kalabilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني البقاء هنا إلى الأبد |
| Okuyarak sonsuza kadar burada kalabilirim. | Open Subtitles | يمكنني البقاء هنا إلى الأبد , اقرء |
| Bütün gün burada kalabilirim. | Open Subtitles | يمكنني البقاء هنا طوال اليوم |
| Bu gece burada kalabilirim istersen. | Open Subtitles | يمكنني البقاء هنا الليلة |
| Saatlerce burada kalabilirim. | Open Subtitles | يمكنني البقاء هنا لساعات |
| Raina içki içmez, onunla gitmek istersen bu akşam burada kalabilirim. | Open Subtitles | (رينا) لا تشرب الكحولّات، ولكن إن وددتي الذهاب معها بإمكاني البقاء هنا |