| Ne kadar endişeli olduğunuzu anlıyorum ama burada kalarak ona yardımcı olamazsınız. | Open Subtitles | أتفهم كم يجب أن تكون قلقاً، لكن لا يوجد شئ يمكنك فعله لمساعدتها ببقائك هنا |
| burada kalarak mutluluğunu feda edebileceğini bana açıkça belirttin. | Open Subtitles | حسناً , لقد وضحت لي بأنك ستُضحين . بسعادتك ببقائك هنا |
| Yine de, canım... bir dakikalığına burada kalarak beni mutlu et. | Open Subtitles | ومع ذلك, عزيزتي... اشبعي رغبتي ببقائك هنا في الوقت الحالي. |
| Gitmem gerektiği halde burada kalarak geleceği neredeyse yok ediyordum. | Open Subtitles | أنا كدت أدمر الزمن ببقائي عندما كان يجب أن أرحل |
| burada kalarak sana yardımcı olabileceğimi düşünmüştüm ama benimle Mac hakkındaki o yalana inandığını görünce bir faydası olmayacağını anlamış bulundum. | Open Subtitles | اعتقدت انه يمكنني مساعدتك ببقائي ولكن عندما رأيتك تصدق تلك الكذبة عني أنا وماك... رأيت انه لافائدة من الأمر. |
| burada kalarak hayatını tehlikeye atamam. | Open Subtitles | لنْ أُعرّض حياتكِ للخطر ببقائي هنا |
| Çünkü onlara, burada kalarak o çocuklar için kayda deðer bir þeyler yapabileceðimi söyledim. | Open Subtitles | لأن تم أخباري .. ببقائي هنا إنه .. |