| Ama lütfen ona burada olduğumu ve Smallville Inn'de kaldığımı söyle. | Open Subtitles | لكن هل تقولين له أنني هنا وإنني مقيمة في فندق سمولفيل |
| burada olduğumu onlara belli etmemen daha iyi. | Open Subtitles | من الجيد أنك لا تريدين لهم أن يعرفوا .أنني هنا |
| Yardım edebilmemin bir yolu varsa senin için ya da onlar için yapabileceğim bir şey varsa, burada olduğumu bilmelisin. | Open Subtitles | لو كان يمكنني المساعدة بأي طريقة لو كان هناك أي شيء يمكنني فعله من أجلك أو من أجلهم، أنا هنا |
| Fakat ikimizin arasında bir fark var. Ben neden burada olduğumu açıklayabilirim. | Open Subtitles | ولكن الفرق بينى وبينك هو أنني أستطيع أن أفسر سبب وجودي هنا |
| Konuşmak istediğin herhangi bir şey varsa evde olabilecek bir şey veya her neyse burada olduğumu biliyorsun, tamam mı? | Open Subtitles | إذا أردتِ التحدث معي حول أي شيء.. حول ما يجري في المنزل أو أي شيء.. فأنتِ تعرفين أني هنا, حسنا؟ |
| Eğer burada olduğumu öğrenirlerse, babama zarar verebilirler. | Open Subtitles | لا تجيب عليه ، سوف يؤذون والدي إذا عرفوا بأنني هنا |
| Büyük ihtimalle burada olduğumu birileri öğrenmiştir. | Open Subtitles | هناك فرصة جيدة بعض الناس يعرفون انني هنا |
| Ona burada olduğumu, tezahürat yaptığımı, onunla çok gurur duyduğumu söyler misin? | Open Subtitles | هل تستطيعين اخبارها بأني هنا اشجعها و أني فخورة بها كثيراً ؟ |
| - Sence bu bir şaka mı? - Hayır. Neden burada olduğumu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنها مجرد مزحة لا لماذا تعتقد أنني هنا |
| Tanrım, hayır! Büyükannem burada olduğumu bilse çılgına dönerdi. | Open Subtitles | أبداً, لفقدت جدتي صوابها لو علمت أنني هنا |
| O yüzden anlarsınız: burada olduğumu hiç kimse bilmemeli. | Open Subtitles | لذلك فأنت ستتفهم ما أقصده عندما أقول لك أنه لا أيجب أن يعرف أحد أنني هنا |
| Buna şaşırmadım, çünkü burada olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | حسنا ، هذا ليست مفاجأة 'السبب انه لا يعرف أنني هنا |
| Size eserlerimi göstermek istiyorum böylece ne yaptığımı ve neden burada olduğumu öğrenebilirsiniz. | TED | أريد أن أريكم عملي لكي تعرفوا ماذا أفعل ولماذا أنا هنا |
| Gördün mü adamım, seninle takıldığım için, şimdi benim çocuklar burada olduğumu bilmiyorlar. | Open Subtitles | انظر، رجل، تعبث معك، الآن أولادي لا يعرفون حتى أنا هنا. |
| Yardıma muhtaç birisi olduğum için burada olduğumu düşünmenizi istemem. | TED | لا أريدكم أن تعتقدوا أن وجودي هنا لأنني أمثل قضية إنسانية. |
| Corrado beni ararsa, burada olduğumu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | إذا بحث كوررادو عني يمكنك أن قولي له أني هنا |
| burada olduğumu bilmiyordu. Mükemmel bir durum. | Open Subtitles | لم يكن لديه أي فكرة بأنني هنا لقد كان ذلك رائعاً |
| Neden burada olduğumu merak ediyorsundur. | Open Subtitles | انني هنا لـ انني اراهن على انك تتعجبين من وجودي هنا ؟ |
| Sorun değil burada olduğumu biliyor. Ayrıca hiçbir şey yapamadığım gerçeğini aklımdan uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | أنه بخير و هو يعلم بأني هنا و أيضاً تقتلني حقيقة بأنني لا أستطيع فعل أي شئ له |
| İçlerinden herhangi birisi burada olduğumu öğrenirse, beni asla affetmezler. | Open Subtitles | لو أى من الرفاق علموا أننى هنا لن يسامحونى ابدا |
| Karım burada olduğumu öğrenirse beni öldürür. | Open Subtitles | لو كانت زوجتي تعلم بوجودي هنا لقامت بقتلي |
| Onunla seçtiğimiz şeyleri yapmak için burada olduğumu tam olarak fark etmenizi umuyorum. | Open Subtitles | حسنا, اتمنى ان تعرف ذلك بالتحديد لهذا السبب تم اختيارنا ولذلك انا هنا |
| Söylendiği kadar kolay yapılamıyor. burada olduğumu biliyorlar, birkaç dakika içince beni bulacaklar. | Open Subtitles | الامر ليس سهلاً كما يبدو, انهم يعلمون اني هنا سيجدونني في دقائق معدوده |
| Bak, neden burada olduğumu bile bilmiyorum. Ürolog iyisin dedi. | Open Subtitles | اسمع ، انا لا اعرف سبب تواجدي هنا طبيب الامراض البولية اخبرني انني بخير |
| Yalnız yaşıyorum. Ailem de burada olduğumu biliyor. | Open Subtitles | إنّني أعيش وحيدة، ووالديّ يعلمون بأنّني هنا |
| burada olduğumu bilmiyor... ama bunu onun için yaptım. | Open Subtitles | انه لا يعرف أنى هنا لكنني فعلت ذلك من أجله |
| Ben doğmadan önce, geçmişte burada olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنني كنت هنا في الماضي، قبل أن أولد. |