| Ne yazık ki sen burada olup benim kendi rekorumu kırmamı göremeyeceksin. | Open Subtitles | من السيء أنك لن تكون هنا لتراني أحطم الرقم القياسي |
| burada olup sana okuyamadığım için çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأني لم كانت قادرة على أن تكون هنا لقراءة لك. |
| Hem burada olup hemde kim olduklarını nasıl bilmezsin? | Open Subtitles | كيف تكون هنا ولا تدري من يكون هؤلاء الأشخاص؟ |
| Nasıl hem burada olup, hem de partilere gidebilir? | Open Subtitles | لا أفهم، كيف كانت هنا و فى نفس الوقت تذهب للحفلات؟ |
| Nasıl hem burada olup, hem de partilere gidebilir? | Open Subtitles | لا أفهم، كيف كانت هنا و فى نفس الوقت تذهب للحفلات؟ |
| Charlie, keşke burada olup kızının ne kadar güzelleştiğini görebilseydin. | Open Subtitles | (تشارلي)، أتمنّى لو كنتَ معنا لترى مدى روعة ابنتكَ. |
| Sen şu an burada olup yeni, güzel, plastik saçını yapmayı tercih ederim. | Open Subtitles | الآن ما أريده هو أن أكون هنا أساعدك في وضع شعرك الجديد البلاستيك |
| burada olup olmamak hakkında bir seçeneğiniz yok mu? | Open Subtitles | ليس أمامكم الخيار؟ أليس أمامكم الخيار في وجودكم هنا أم لا؟ |
| Bir parçacığın hem burada olup hem de olmaması gibi mi? | Open Subtitles | مثل الجسيمات التي يمكن أن تكون هنا وليس هنا؟ |
| burada olup olmaman gerektiğini bana sen söyle. | Open Subtitles | أيفترض بك أن تكون هنا أم لا؟ فلتقل لي أنت. |
| burada olup tüm birime bulaştırmasan iyi edersin çok sorumsuzca olurdu. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تكون هنا حتى لا تُعدي الوحدة بأكملها هذا تصرّف غير مسؤول منك |
| Hayatımın geri kalanının sizin gurur duyacağınız bir şekilde yaşamak istiyorum. Keşke burada olup da nasıl yaptığı görebilseydiniz. | Open Subtitles | تمنّيت لو تكون هنا لتشاهدني أحقق ذلك |
| O kaynakların burada olup vatanımızı korumaları gerekir diyorlar. | Open Subtitles | "المصادر التي اخبروا عنها لابد ان تكون هنا" "في حماية وتحسين أرض الوطن." |
| Keşke burada olup Fulgencio Joe'yu görebilseydi. | Open Subtitles | أتمنى لو أنها كانت هنا لترى فلهينسيو جو |
| Ellstin, kibarlık olsun diye burada olup olmadığını sana soruyoruz. | Open Subtitles | نحن نسأل إن كانت هنا بدافع مجاملة |
| Şimdi burada olup seni görebilseydi. | Open Subtitles | إنك كانت هنا فقط لتراكِ |
| burada olup olmadığını bilmiyorum! | Open Subtitles | ! لا أعرف إن كانت هنا ! |
| Charlie, keşke burada olup kızının ne kadar güzelleştiğini görebilseydin. | Open Subtitles | (تشارلي)، أتمنّى لو كنتَ معنا لترى مدى روعة ابنتكَ. |
| Benim burada olup Dozer'in olmaması Cas için haksızlık değil mi? | Open Subtitles | هل تعتقد بأن كاس يظن بأنه من العدل أن أكون هنا ودوزر ليس هنا؟ |
| Benim burada olup Dozer'in olmaması Cas için haksızlık değil mi? | Open Subtitles | هل تعتقد بأن كاس يظن بأنه من العدل أن أكون هنا ودوزر ليس هنا؟ |
| burada olup olmadığı sizi ilgilendirir mi? | Open Subtitles | هل هذا من شأنك كون الرئيس موجود هنا أم لا؟ |