| Şuanda burayı terk edemem. Bir şeyler oluyor. NE olduğunu bulmak zorundayım. | Open Subtitles | لا أستطيع مغادرة هذا المكان الآن , شيءٌ ما يحدث و عليّ أن أعرف ما هو , فإن لم أفعل فسأضيع |
| Silahlarımızı kaybedebiliriz ama savaşmak için burayı terk mi edeceğiz? | Open Subtitles | يمكننا أن نخسر أسلحتنا، لكن أن نغادر هذا المكان لنقاتل؟ |
| Kimsenin burayı terk edebildiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أحداً منهم قد غادر هذا المكان |
| Sanırım herkes burayı terk etti, değil mi? | Open Subtitles | يبدو لي أن كل واحد يجب أن يغادر هذا المكان ، أليس كذلك؟ |
| burayı terk etmenizi istemek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن تغادر الآن.. |
| burayı terk et. | Open Subtitles | نفس الأمر لكِ، غادري هذا المكان. |
| Selam, Führer'im. burayı terk etmek için ne kadar da sabırsızlanıyorlar. | Open Subtitles | انهم في عجلة للفرار من هنا |
| Hadi ama. Araba hazır. burayı terk etmeliyiz. | Open Subtitles | هيّا، تم شحن الأغراض في السيّارة، يجب أن نرحل من هنا. |
| Bayanlar ve baylar, sizden sessizce burayı terk etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، سأطلب منكم أن تغادروا المكان بلطف وهدوء |
| İyileşene dek burayı terk etmeyeceğim. Bonnie yeniden benimle olana dek. | Open Subtitles | لن أترك هذا المكان إلا إذا شفيت ليس قبل أن تعود " بونى " إلى |
| Lakin burayı terk edersek daha iyi olacağını düşünüyorsan elimizi çabuk tutmalıyız. | Open Subtitles | لكن إذا كنت تظن أن الافضل لابنك مغادرة هذا المكان فعلينا اخراجه من هنا حالا |
| Artık burayı terk edip gerçek yaşamına dönme zamanın geldi. Hayır. | Open Subtitles | لقد حان وقت مغادرة هذا المكان و إستعادة حياتك الصحيحة |
| Belki burayı terk etmek de bir diğer iyi sebep olabilir. | Open Subtitles | ربما مغادرة هذا المكان قد .يكون سبب مقنع آخر |
| Silahlarımızı kaybedebiliriz ama savaşmak için burayı terk mi edeceğiz? | Open Subtitles | يمكننا أن نخسر أسلحتنا، لكن أن نغادر هذا المكان لنقاتل؟ |
| burayı terk et ve zarar verme. | Open Subtitles | غادر هذا المكان ولا تسبب أي ضرر |
| Tozun üzerine: "Jared Grace, burayı terk et." yazıyordu | Open Subtitles | لقد كتب في التراب على المكتب "جاريد جرايس ، غادر هذا المكان" |
| George burayı terk etmez. | Open Subtitles | (جورج) لن يغادر هذا المكان. |
| George burayı terk etmez. | Open Subtitles | (جورج) لن يغادر هذا المكان. |
| Dur. Derhâl burayı terk et. | Open Subtitles | يجب أن تغادر الآن. |
| burayı terk et ve arkana bile bakma. | Open Subtitles | غادري هذا المكان ولا تنظري خلفك. |
| burayı terk etmek için ne kadar da sabırsızlanıyorlar. | Open Subtitles | انهم في عجلة للفرار من هنا |
| - Gel buraya. - burayı terk edemeyiz. | Open Subtitles | ـ تعالي هُنا ـ لا نستطيع، لا بمكن أن نرحل من هنا |
| burayı terk etmezseniz bu topraklar sizi değiştirecek. | Open Subtitles | الأرواح أمرتني بأن أحذركم عليكم أن تغادروا هذه الأرض وإلا هذه الأرض ستغيركم |
| Vakti geldiğinde burayı terk edeceğim. | Open Subtitles | في النهاية سوف أترك هذا المكان |