| Buxton yakınlarında samanlı bir alan var. Buxton'ın nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هناك حقل قش كبير بالقرب من باكستون أتعلم أين باكستون ؟ |
| Evet, Müdür Buxton. | Open Subtitles | أجل , مدير السجن السيد باكستون معك بوني |
| Jeff Han: Çoklu-dokunmatiğin hissi hiçbir şey değil- tamamen yeni değil. Demek istediğım, Bill Buxton gibi insanlar bununla 80'lerden beri oynuyorlar. | TED | جيف هان: الاستشعار عن طريق اللمس المتعدد ليس أي شيء -- ليست جديدا تماما. أعني، أشخاص مثل بيل باكستون قد تلاعبوا به في الثمانينات. |
| Örneğin, Bill Buxton 80'lerden beri bunlarla oynuyor. | TED | يعني أناس مثل بيل بكستون تحدثوا عنها في الثمانينيات |
| Buxton yangını. Eğer diğer yoldan gitseydin. | Open Subtitles | حريق (باكستون), اذا ذهبت من الطريق الآخر |
| En azından Buxton'ta diri diri gömülmüş olmayacaksın. | Open Subtitles | على الأقل لن تُدفن حيًا هنا في (باكستون). |
| Bütün hayallerim sona erdi. Artık Buxton'dan asla kaçamam. | Open Subtitles | "كل أحلامي انتهت، لن أستطيع الهرب من (باكستون) الآن. |
| Buxton'da olanlara hiç benzemiyor. | Open Subtitles | ليس لدينا ما يشبهها في (باكستون). |
| Buxton'daki harabeye. Yarın. | Open Subtitles | المخزن فى (باكستون), غداً |
| Müdürün ismi Rick Buxton. | Open Subtitles | -المدير يدعى (ريك باكستون ) |
| Buxton Jacobs. Pek çok kez içeri girdi. | Open Subtitles | (باكستون جاكوبز)، لقد سُجن عدة مرات... |
| Buxton yangını. | Open Subtitles | حريق (باكستون) |
| Buxton'ın nerede olduğunu biliyor musun? - Orada bir sürü samanlı alan var, orada. | Open Subtitles | هناك حقل قش كبير قريب من بكستون هل تعرف أين بكستون؟ |
| Evet, Buxton'ın biraz aşağısında. | Open Subtitles | (أجل, عند شارع (بكستون |