| Evet, evet, ama tabiri caizse ben ölüm nedeninin sebebini fark edemedim. | Open Subtitles | أجل، أجل، لكن لا أستطيع تحديد سببَ سببِ الوفاة إن جاز التعبير |
| Tabiri caizse plan patlamış. Pek hızlı öğrenmiyor, değil mi? | Open Subtitles | فشلت الخطة، إذا جاز التعبير إنه لا يتعلم سريعاً، صحيح؟ |
| Benim işim, tabiri caizse, derine inmek, derinlerde bir yerden bir şeyler eşeleyip çıkarmak. | Open Subtitles | وظيفتي هي سبر الأغوار، إن جاز التعبير. والإتيان بشيء من الداخل، |
| Devasa pektoral yüzgeçleri ve hala görülebilir gözleri ile, tabiri caizse, bana çarmıha gerilmiş gibi göründü. | TED | ومع زعانف صدرية ضخمة ولها عيون لا تزال واضحة جدا ، مما صدمني تماما ، اذا صح التعبير. |
| Hiç fikrim yok. Ama büyük şirketler bir orman gibidir, tabiri caizse. | Open Subtitles | لا أعلم لكن الشركات الكبرى كالغابات كتعبير مجازي |
| Kız kardeşimi asla göremeyeceğiz diye düşündüm. Tabiri caizse onu kaybetmiştik. | Open Subtitles | حيث ظننت أننا لن نلاقي أختي أبدًا وأنها فُقدت إذا جاز التعبير |
| Tabiri caizse, gözlerinin önündeki buğuyu kaldırması için? | Open Subtitles | شيء ليزيل الفازلين من عدسة العين، إذا جاز التعبير ؟ |
| Tabiri caizse, bekleyip göreceğiz. Espri. | Open Subtitles | لكن علينا الإنتظار و رؤية ما سيحصل , إن جاز التعبير |
| Yerel polis onları kliniğe götürüyor doktor da çipleri çıkartıyor. Tabiri caizse. | Open Subtitles | لذا تأخذهم الشرطة المحلّية إلى عيادته لنزع الرقاقة إن جاز التعبير. |
| Mahkeme kararınız yoksa tabiri caizse ellerim bağlıdır. | Open Subtitles | إلا إذا كان لديكِ أمر من المحكمة وإلا فيدي مقيدة ، إذا جاز التعبير |
| Tabiri caizse; | Open Subtitles | قبل أن تفكر بالفراغ كمساحة فارغة، إذا جاز التعبير. |
| General, tabiri caizse birbirimizin varlıklarını koruduğumuz bir geçmişimiz var. | Open Subtitles | عموماً، لدينا تاريخ طويل لغطاء ممتلكات بعضهم البعض، إذا جاز التعبير. |
| Tabiri caizse, sana sadece akıl süzgecimden geçenleri söylüyorum. | Open Subtitles | انا اسايرك خلال مرحلتي العقلية إذا جاز التعبير |
| İskambil oyununda elimizi göstermek gibi olur tabiri caizse. | Open Subtitles | لكنّا سنقلب أيدينا، ونُظهر كتاب قواعدنا، إذا جاز التعبير. |
| Zaman zaman, tabiri caizse ortalığı karıştırıyoruz. | Open Subtitles | من وقتٍ لآخر،علينا القيام بتحريك الوعاء، إذا جاز التعبير. |
| - Şuna bir bak. Tabiri caizse küvette bana sürpriz yaptı. | Open Subtitles | لقد فاجئنيّ في حوض السباحة، إذا جاز التعبير. |
| Tabiri caizse, küvet beni şaşırttı. | Open Subtitles | لقد فاجأني في حوض الاستحمام، إذا جاز التعبير. |
| Umarım senin CMR tabiri caizse bütün yükü sırtlayacak kadar gelişmiştir. | Open Subtitles | أتمنى أن سي أم أر الخاصة بكي متقدمة بما فيه الكفاية لتحمل العبء إذا جاز التعبير |
| Ki onun durumunda daha çok evrenin otuzbircisi gibi. Tabiri caizse. | Open Subtitles | أو في حالته , مستمني العالم , إذا صح التعبير |
| Tabiri caizse, bu hikâyenin haiku (Japon şiiri)'sudur. | TED | إنها هايكو، القصة، إن صح التعبير. |
| - Nasıl emin olabiliyorsun? Çok büyük bir şirket.... Adeta bir orman gibi, tabiri caizse. | Open Subtitles | إنها شركة كبيرة كالغابة تعبير مجازي لا يجب أن يكون أحد هنا غطي المقدمة وأنا أتولى الخلف توقف |
| İngilizce Bölümü'nde bundan söz etmem caizse hepimiz ara sıra bunu yaparız, yazarız. | Open Subtitles | إذا ربما أحضرت هذا إلى هنا . . في قسم اللغة الإنجليزية |
| Bugünlerde "tabiri caizse" nasıl ifade ediliyor? | Open Subtitles | ماهي الطريقة الحديثة لقول " على حد التعبير " ؟ |