| Austin'deki ailesinin yanından ayrıldı ve ablası Callie ile Avustralya'da, Sidney'de yaşamaya başladı. | Open Subtitles | ليعيش مع شقيقته كالي في سيدني، بأستراليا ثم يعود لفترة وجيزة إلى أوستن |
| Okul idare kurulundaki o dediğim dedik pislikler, hangi hakla Callie Roberts'in etik değerlerini yargılıyor? | Open Subtitles | هل هؤلاء الأوغاد البؤساء بإدارة التعليم لديهم الحق أن يصدروا حكماً أخلاقياً على كالي روبرتس؟ |
| Yani Callie istediği okula gidebilir mi? | Open Subtitles | أتقصدين أن كالي روبرتس لديها مطلق الحرية في الذهاب إلى أي مدرسة ترغب بها؟ |
| Eğer bunu yapmasaydım Callie uyandığında cesetlerimizi görüyor olabilirdi. | Open Subtitles | الي يتستيقظ كانت كالي لتستيقظ لتعثر على جثثنا |
| Callie Curie, kuru temizleme formülünde PCE kullanır. | Open Subtitles | كالي تستخدم هذه المادة في تركيبتها للتنظيف |
| Callie'nin kuru temizleme formülü yıkadığı giysiler arasına minik mikroplar bırakıyor. | Open Subtitles | تركيبة كالي الخاصة بالتنظيف تحتوي على جراثيم صغيرة جدا تستمر بالتنظيف خلال عملية التنظيف |
| İşte kuzeniniz Jamaal. Ona beyzbol sopası verin, biraz vuruş çalıştırın. Callie, ona fazla yüklenme. | Open Subtitles | هذا إبن عمّكم جمال أعطوه مضرب ودعوه يتدرب و كالي كوني متساهلة معه |
| Tamam, belki de biraz çıkıp Callie'yi yalnız bırakmalıyız. | Open Subtitles | حسنا ربما يجب ان نرتاح لحظة هنا و نمنح كالي بعض المساحة |
| Yani, o, Callie'ye benden daha yakındı ve onu özlemiştim hem de çok. | Open Subtitles | اعني كان اقرب الى كالي مني و لقد اشتقت اليه |
| Hayvanlar su kanalını tuvalet olarak kullanır feçesteki yumurtalar yüzmeye gittiğinde Callie'nin bağırsaklarına yerleşir. | Open Subtitles | الحيوانات تستخدم القناة كمرحاض البيوض من الغائط انتهى المآل بها في امعاء كالي عندما ذهبت للسباحة |
| Sadece bu sabah Callie yapmamız gereken konuşma için pek sabırsızlanmıyorum. | Open Subtitles | ومع أنني لست مستعدة إلا أنه علينا حقا أن نناقش ذلك الموضوع مع كالي هذا الصباح |
| Eğer bunu yapmasaydım Callie uyandığında cesetlerimizi görüyor olabilirdi. | Open Subtitles | الي يتستيقظ كانت كالي لتستيقظ لتعثر على جثثنا |
| Ve sonra Callie and Decca ters dönmüş ağacın içinden geçmişler, ve sonsuza dek mutlu mesut olarak yaşamışlar. | Open Subtitles | وهكذا ذهب كالي وديكا في شجرة رأسا على عقب، وأنهم جميعا يعيشون في سعادة دائمة. |
| Benim için savaşmasına ihtiyacım yok ama Callie haklı. | Open Subtitles | لا أحتاج منها أن تحارب من أجلي ولكن .. لكن كالي محقة |
| Hayır, Callie'ydi. Elini ocağın üzerine bastı. | Open Subtitles | إنها كالي لقد أحرقت يديها بالفرن |
| Callie, sadece biraz kafam dağınık. Kötü bir gün geçiriyorum. | Open Subtitles | أنا مشتت بعض الشئ يا (كالي) أنا أمر بيوم سئ |
| Eğer beni dinlemezseniz daha çok insan yaralanacak çünkü bunu Callie yapıyor. | Open Subtitles | لو لم تستمع إليّ , المزيد من الناس سيتأذون لأن (كالي) ستأذيهم |
| Burada ne yapıyorsun, Callie? | Open Subtitles | ما الذي كنت تفعلينه هنا يا كالي ؟ |
| Callie hastasını donduracak. Gidip seyretmek ister misin? | Open Subtitles | كالي ستجمّد مريضها، أتريد رؤية ذلك؟ |
| Callie'den korkma. İriyarı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا تخف من كالي أنا أعلم أنها كبيرة |
| - Callie, Allah kahretsin! - Bırak beni, yağ tulumu! | Open Subtitles | اللعنة ، كالى إتركنى أيها الدودة السمينة |
| Başka bir asistan olsaydı şu anda benimle konuşuyor olmazdın Callie. | Open Subtitles | لو كانت طبيبة مقيمة أخرى - لما كنتِ ستتحدثين معي - الآن ياكالي |