| Buna rağmen, babam resmin içinde değildi ve sokakların cazibesine karşı koyamadım. | TED | رغم ذلك، فلم يَكنَّ في الصورة، ولم أستطع مقاومة إغراء الشوارع. |
| Kaçak olduğunuzda, ülkeden kaçmanın cazibesine kapılıp ayrıntıları düşünmeyi sonraya bırakırsınız. | Open Subtitles | عندما تكون فاراً من وجه العدالة يكن هناك إغراء كبير بمغادرة البلاد و تدع التفاصيل و مشاكلها لما بعد |
| Hem İsa hem de Buda, duyusal hazların cazibesine ve dünyevi doyumsuzluğa sırt çevirmek zorunda kalmışlardır. | Open Subtitles | وكان كل من المسيح وبوذا إلى الابتعاد عن إغراء الملذات الحسية و الجشع الدنيوية. |
| Kabul ediyorum, onun cazibesine kapılmışlığım var. | Open Subtitles | أقر بأنني أعرف سحرها أفضل من أي شخص آخر. |
| Ama sen, onun cazibesine karşı koyamazsın. | Open Subtitles | لكن لن تكوني قادرة على مقاومة سحرها. |
| Görünüşe göre genç yardımcımı Bay Pope'un cazibesine kaptırdım. | Open Subtitles | يبدوا أنني فقدت مساعدي الصغير لسحر بوب المشكوك فيه |
| Fakat bu yeni dostunuzu takip etme cazibesine karşı koyabilecek misiniz? | TED | لكن هل ستتمكنون من مقاومة الإغراء في تعقب صاحبك ؟ |
| Kaygılanma. Sabaha yine eski cazibesine kavuşur. | Open Subtitles | لا داعي للقلق , انه سيكون بسحره المعتاد بحلول الصباح |
| Renklere ve karışımın cazibesine karşı koyamıyor. | Open Subtitles | ذبابة لا تقاوم إغراء اللون والرّحيق |
| Kadınların cazibesine direnme konusunda oldukça uzun süre deneyim kazandım. | Open Subtitles | لديّ خبرة طويلة في مقاومة إغراء النساء |
| Ölümlü insanlar, kutuyu açma cazibesine dayanamazlar. | Open Subtitles | للبشر الفاني ... يكون إغراء فتح الصندوق عظيماً |
| - Fazla sürmez. Napolyon, Rusya'yı işgal etmenin cazibesine fazla dayanamaz. | Open Subtitles | -لن يقدر (نابليون) على مقاومة إغراء غزو روسيا لوقت أطول . |
| Londra'da hücrene ilk girdiğim andan beri Nassau'nun cazibesine ya direnecek ya da kendini kaptıracaktın. | Open Subtitles | من اللحظة التي دخلت بها زنزانتكِ في (لندن) كان إما أن تكوني قادرة على مقاومة إغراء (ناسو) |
| Bana bakmanın cazibesine karşı koyulamaz. | Open Subtitles | ستفتحينتلكالأعين! إغراء النظر لي... |
| Her ne kadar büyük şehirlerin cazibesine sahip olmasa da Storybrooke'un da kendine has bir büyüsü vardır. | Open Subtitles | لـ"ستوري بروك" سحرها الخاصّ مع أنّي أعتقد أنّها قد تبدو متواضعة مقارنةً بالمدينة الكبيرة |
| Saddam'ın onun cazibesine dayanamadığını duydum! | Open Subtitles | سمعت أن حتى (صدام) وقع فى سحرها! |
| Niles, Maris geçici olarak Gunnar'ın Alman cazibesine yenik düşmüş olabilir ama en sonunda akıllı ve duyarlı kişiyi seçeceğine eminim. | Open Subtitles | ربما استسلمت "ماريس" بشكل مؤقت لسحر "غونار" لكن في النهاية أنا متأكد أنها ستختار الرجل الذكي ورقيق الشعور |
| Ve Gideon' un cazibesine kapılma. | Open Subtitles | ولا يستسلم لسحر جدعون. |
| Ciddi ciddi düşünmedim tabi ama adamın cazibesine kapılmana hak veriyorum yani. | Open Subtitles | أعني، ليس حقاً، ولكنني أتفهم تماماً الإغراء الذي واجهتِه |
| Normal bir hayatın cazibesine karşı koymak zordu. | Open Subtitles | من الصعب مقاومة الإغراء لتخطوا إلى حياة عادية |
| fazla yakın olmalarıydı. cazibesine kapıldılar. Ona güvendiler. | Open Subtitles | كانوا معميين بسحره كانوا يثقون به |