| Çok cazip bir teklif ama siz yokken evraklarla uğraşacağım. | Open Subtitles | مغري كما هو، سأقوم بعمل مكتبى بكلّ الوقت حتى تذهِب |
| Bugün GD'de test edeceğimiz şu süper-çarpıştırıcı da çok cazip geliyor. | Open Subtitles | يبدو مغري جدا نحن نختبر هذا المصادم الجديد في غلوبال اليوم |
| Çok cazip bir teklif ama ben hiç öyle biri olamadım çünkü... | Open Subtitles | هذا مغرٍ جدا لكن لم أكن قط ذلك النوع من الناس الذي |
| Bugünlerde, genç bir erkek için detektifliği cazip kılacak sayıda cinayet işlendiğini zannetmezdim. | Open Subtitles | لم اكن اظن ان هناك جرائم كثيرة هذه الأيام تحتاج التحقيق وتجذب اليها رجل شاب جذاب |
| Kendisinin ve ekibinin birçok cazip teklifi değerlendirerek, kariyerine kaldığı yerden devam etmek istediğini belirtti. | Open Subtitles | و قال أنه و مديريه يتلقّون عروضاً مغرية و أنه يتطلّع لمواصلة مستقبله فى العروض التليفزيونية |
| Ve farklı popülasyondaki erkekler kulak misafiri içinde olduklarında, cümleler sıklıkla değiştirilir, belki yeni şarkılar onları dişilerle çiftleşmek için daha cazip kılıyordur. | TED | عندما تتغذى ذكور الحيتان المنتمية لتجمعات مختلفة على مقربة، غالبًا ما يتم تبادل العبارات، ربما لأن الأغاني الجديدة تجعلها أكثر جاذبية للإناث الخصبة. |
| Bugün çok cazip bir teklif aldım. Ürün sözcülüğü yapacaksın. | Open Subtitles | حسنا,لقد حصلت على عرضٍ مغر للغاية هو بان تصبح المتحدث باسم منتج معين |
| Seni bilemem ama, bu kedicik, Gizemli Kadın olarak dünyadaki en dar kıyafete büründüğü için kendini çok daha cazip hissediyor. | Open Subtitles | ،حسناً، لا أدري ماذا بشأنك لكن زي القطة هذا تشعر أنها ألذ أكتر الأن وهي .دخلت في زي ديق كمرأة جذابة |
| Tam da bu noktada ekonomik anlamda sağduyunuzu küresel politik ekonominin kurallarını kendi lehinize manipüle etmek çok cazip görünür. | TED | يصبح الأمر مغرياً في تلك المرحلة لاستخدام معرفتك الاقتصادية للتلاعب في قواعد الاقتصاد السياسي العالمي لمصلحتك. |
| Çok cazip ama ne yazık ki bu akşam dinlenmem, lazım yarın ağaç dikme günü. | Open Subtitles | ذلك مغرى ، لكنى يجب أرتاح هذا المساء, غدا يوم الشجرة |
| Yine de, buradaki her şeyden vazgeçme ve Kaliforniya'da her şeye yeniden başlama fikri, o kadar cazip ve heyecan verici geliyor ki. | Open Subtitles | ومع هذا الفكر ترك كلّ شيء هنا وجديد بادئة في كاليفورنيا، هو مغري ومبهج جدا. |
| Evet, kulağa çok cazip geliyor... ama yabancı yatırımcılarla yapılacak toplantı için kullanılacak finansal modelleri... güncellemek için Berenson'ın bana ihtiyacı var. | Open Subtitles | أجل.. هذا عرض مغري جداً ولكن بارنسون يريدني أن أجدد هذه النماذج المالية |
| Çok cazip bir teklif ama gelemem. Tarih sınavım var. Çok geri kafalısın. | Open Subtitles | إنه عرض مغرٍ, ولكن لا أستطيع لدي إختبار تاريخ لورا |
| Çok cazip bir teklif ama durun ne konumda olduğumuzu bir anlatayım. | Open Subtitles | أترون, ذلكَ مغرٍ تماماً و لكن دعوني أُريكم الصورة كاملة |
| Bunu hayal eden fakir kesime cazip gelir. | Open Subtitles | وهذا جذاب إلى الاولاد الصغار الذي يحلم ان يكبر بسرعة |
| Yabancı yatırımcılar için cazip vergi fırsatları kısıtlayıcı imar izni ve serbest yatırım fonunun muazzam kâr payları. | Open Subtitles | فرص ضريبية مغرية للإسثمار الأجنبي عقود حصرية للبناء وعلاوات تمويلية ضخمة |
| Kötü bir şans eseri yakışıksız durumda yakalanırsam... herhalde can alıcı anda en cazip seçenek bu olur. | Open Subtitles | لو أنه بسبب بعض الحظ السيئ انتهى بى الأمر فعلا لشيئ ما فستكون هذه هى الأكثر جاذبية فعلا خلال اللحظة الحاسمة |
| Sıcak yemek cazip geliyor. Ama silaha da hayır diyemeyeceğim. | Open Subtitles | الطعام الساخن مغر بحق، لكن لا يمكنني رفض سلاح |
| Bu çok cazip bir fikir, bahsettikleri moleküller bilimsel gerçeklermiş gibi gelir. | TED | الآن، هذه فكرة جذابة جدا، وكلما يذكرون الجزيئات أكثر يبدو الأمر علميا حقا. |
| Karıncalar depoladıkları tohumların büyük bir bölümünü mutlaka yeseler de Sopa Çekirgesi yumurtaları onlara pek cazip görünmüyor. | Open Subtitles | رغم أن النمل يأكل بالتأكيد بذوراً كثيراً ممّا يخزنه، فلا يبدو بيض حشرة العود مغرياً تماماً |
| "İnsanları etkilemenin sinsi yolu" kulağa pek cazip gelmiyor tabii. | Open Subtitles | هذه طرق ماكرة للتأثير على الناس لا يبدو أمراً جذاباً تماماً |
| Hatalı bir mantığa yenilip ölümün cazip olduğuna ikna olduğum için. | Open Subtitles | كلاّ، بل للخضوع إلى منطق خاطئ أقنعني بأنّ موته كان مرغوباً فيه |
| Burada bırakmanın ne kadar cazip olduğunun farkındayım ama her hafta bize güvenen bir sürü insan var. | Open Subtitles | اعلم، إنه مُغري لإرسالها فقط، لكن هناك الكثير من الناس ممّن يكذبون علينا أسبوع بعد أسبوع |
| Ama iyi olursa olsun cazip bana yapmış olmak | Open Subtitles | لكن مهما كان الخير الذي جلبه لي كوني جذابه |
| Çok cazip bir teklif, ama maalesef, uygulanabilir değil. | Open Subtitles | حسناً, إنه منصبٌ جذّاب جداً، ولكنه لسوء الحظ, غير عمليّ. |
| Zararı azaltmak gibi genel karar alma prensiplerini koymaları cazip gelmekle birlikte, bu bile hemen etiksel olarak belirsiz kararlara yol açıyor. | TED | وإنه لمن المغري أن تقدم بعض المبادئ العامة بمسألة إتخاذ القرار مثل تقليل الخطر ولكن ذلك قد يقود إلى خيارات معتمة أكثر |