| Frugal Hoosie alışveriş sepeti için 10 cent almaya başlamış. | Open Subtitles | ذهبت الى محل هووسر وشحنت 10 سنتات من اجل الحقائب |
| Yalnız on cent farkla leylak kolonyası. Leylak kolonyası. | Open Subtitles | ماء الليلاك يكلفك 10 سنتات أكثر ماء الليلاك , ستحبه السيدات |
| $1.10, ve 5 cent paranızın üstü. | Open Subtitles | دولارٌ وعشرُ سنتات وترجعُ لك خمسُ سنتات. |
| Bil diye söylüyorum soya sütü(*) için ekstradan 60 cent alıyorum. | Open Subtitles | زاد سعر حليب الصويا 60 سينت أحببتُ أن أعلمكَ بذلك وحسب |
| şimdi bu yakıttan tasarruf için, yani hafif araçlardaki yakıtın %69'u için tasarruf edilen galon başına 57 cent'lik bir harcama gerekiyor. | TED | حسنا، توفير ذلك الوقود، 69 في المائة من وقود السيارات الخفيفة يكلف حوالي 57 سنتا للجالون المدخر |
| Bir firma hisse başına 25 cente söz verip gerçekte hisse başına 40 cent verirse hisse değeri artar ve sizin de artar. | TED | في كل مرة تقول شركة للجمهور أنهم سيقدمون 25 سنتًا للسهم وتلك الشركة تقدم 40 سنتًا للسهم، ذلك السهم يرتفع وكذلك أسهمكم. |
| 1978'de, Birleşmiş Milletlerdeki siyahiler beyazların gelirinin her dolarında 59 cent kazanıyorlar. | TED | ففي عام 1978، كانت الأسر من مجتمعات السود في الولايات المتحدة يجنون 59 سنتاً مقابل كل دولار يجنيه أقرانهم من البيض. |
| İşte bu yüzden. Çünkü Tic Tack içiyor. Şişesi 17 cent. | Open Subtitles | هذا هو السبب, لانه شرب زجاجة تيك تاك ب 17 سنت |
| Böylece toplam borcunuz 295 dolar ve 5 cent oluyor | Open Subtitles | المبلغ الاجمالي هو مائتان وخمسة وتسعون دولارا وخمسة سنتات |
| Bu sabah itibariyle şimdiden 10 cent düştü. | Open Subtitles | نحن بانخفاض عشرة سنتات بالفعل هذا الصباح. |
| Burayı, 10, 15 cent arası kapatabilirim. | Open Subtitles | قد أحصل من هذا المكان على 10، 15 سنتات على كل دولار |
| Ben de perçinleme aletinde bir geliştirme ile ürün başına 5.5 cent kazanmalarını sağlayacak bir şey buldum. | Open Subtitles | لذا اقترحتُ عليهم فكرة تحسين الترس المثبّت و الذي وفّر عليهم خمسة سنتات و نصف لكل وحدة |
| Hazineden dolar başına 10 cent borçalıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقوم بشراء الديون من المقرض الأصلي بفائدة عشرة سنتات على الدولار، |
| Süper modeller, 80'lik milyonerlerle sırf, ekmeğin 5 cent olduğu dönemlere ait hikayelerden hoşlandıkları için yattıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنهنّ يعشقن سماع القصص عندما كان الخبز بـ5 سنتات |
| Bu Andries Bonger, Jan Bonger'ın yeğeni. Bu da benim amcam cent. | Open Subtitles | اقدم لك اندريس بونغير ابن اخ جان بونغير انه عمي سينت |
| Babam sana cent amcanın Goupil'i ne kadara sattığını hiç söyledi mi? | Open Subtitles | هل اخبرك ابي بكم باع العم سينت لوحات غوبلس ؟ |
| 50 cent ve Snoop Doggy Dogg'u severim. | Open Subtitles | أنا أحب فيفتي سينت وسنوب دوج لكن هنا نسمع الريجتون |
| Ve sonra da bu 79 cent'lik anahtarları yerleştirmesi için bir müteahhite bırakmıştır. | TED | ومن ثم تم تسليمها الى المتعهد لكي يركب هذه المفاتيح الكهربائية بسعر 79 سنتا |
| Bu fikir ona günde 50 cent ile çalışmaya alışık insanları işe alıp ve onlara günlük 5 dolar ödemesini sağlar. | TED | تجعله يوظف أناس كانوا ياخذون 50 سنتا في اليوم ويدفع لهم خمسة دولارات في اليوم |
| ABD'de hâlâ ortalama olarak erkekler bir dolar kazanırken kadınlar 80 cent kazanıyor. | TED | النساء حالياً، في المتوسط، في أمريكا لا يزلن يحصلن على 80 سنتًا مقابل دولار يحصل عليه الرجل |
| Zambia'da en düşük tarif, 25 cent kilowatt mıydı? | TED | أقل العروض كلفة، 25 سنتاً للكيلوواط في الساعة لزامبيا؟ |
| Bir tedarikçiyi parçalara ayırabileceğinizi söylüyorlar, sadece konuşarak 1 dolar'dan 15 cent'e düşürebiliyormuşsunuz. | Open Subtitles | قالو أن بإمكـانك إقناع المورديـن لإقل من 15 سنت على الدولار بمجرد الكلام |
| Jeff'in benden hamburgerine turşu koydurmak için 20 cent istediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد جيف كلّفتْني 20 سنتَ إضافيَ عندما أردتُ وَضْع المخللاتِ على بيرجرِي. |
| Bir beşlik, bir beşlik daha. 10 cent daha artıyorum.. | Open Subtitles | أنت بنيكل وسأزيد بدايم |
| Tebrikler Nat, biletleri tükenmiş Fifty cent konserine iki bilet kazandın. | Open Subtitles | Congratulatlons، نات. أنت فقط رَبحتَ إثنان tlckets إلى المباعةِ خارج 50 حفلة سنتِ الموسيقية. إصمدْ. |