| Ve daha önemlisi, cep telefonlarının dünya gençliği için ne kadar önemli olduğunu göz ardı edemezsiniz. | TED | و الأهم من هذا، لا يمكنكم تجاهل أهمية الهواتف النقالة بالنسبة للشباب عبر العالم. |
| En büyük şansım dünyanın ilerlemiş olması ve yeniliklerin ve diğer yeni şeylerin - cep telefonlarının, laptopların bütün bu daha önce görmediğim şeylerin ortaya çıkmasıydı. | TED | تمثل أكبر تغيير بالنسبة لي في العالم الذي تطور حيث أصبح هناك اختراعات عديدة والكثير من الأشياء الجديدة مثل الهواتف النقالة والحواسب الشخصية وأشياء آخرى جديدة لم أرها من قبل |
| Ve hızla gelişen bu durumda, cep telefonlarının sosyal etkileşim araçlarından daha öte bir şey olduğu bir dünya düşünmek mümkündür. | TED | وفي هذا السياق سريعِ التطور، من الممكن تخيل عالم ، حيث تصبح الهواتف النقالة شيئا أبعد ما يكون عن كونها وسيلة تواصل اجتماعي. |
| Kurbanlarımızın maruz kaldığı şey cep telefonlarının elektromanyetik alanıyla ilgili. | Open Subtitles | ثمة شيء عبث بضحايانا مع المجال الكهرومغناطيسي على الهواتف المحمولة |
| cep telefonlarının, sosyal ağların, hatta e-postaların üzerinden. | Open Subtitles | من الهواتف المحمولة والشبكات الإجتماعية وحتّى البريد الإلكتروني |
| Bugün ayda sekiz milyon cep telefonu satan bir ülkede yaşıyoruz, ki bu cep telefonlarının yuzde 90`ı önceden ödenen telefonlardır çünkü insanların kredi geçmişi yok. | TED | اليوم نحن نعيش في بلد تباع فيه شهريا ثمانية ملايين هاتفا نقالا تسعون في المئة من تلك الهواتف النقالة هي هواتف مدفوعة مسبقا لأن الناس ليس لديهم سجل ائتماني |
| Bu arada, Amerikan becerisi ve yenililikçiliği sanayileşmenin teşviğine yardımcı oldu ve aynı zamanda buzdolabı ve televizyon gibi ev aletlerinin, motorlu araçların ve hatta cebininizdeki cep telefonlarının yaratılmasına ve üretilmesine yardımcı oldu. | TED | في نفس الوقت , الابداع الامريكي و البراعة ساعدت في تحفيز الصناعات و ساعدت في ابتكار و صناعة اشياء مثل الاجهزة المنزلية مثل الثلاجات ,التلفزيونات, الدراجات النارية , و حتى الهواتف النقالة التي بداخل جيوبكم |
| Fakat ben -- en azından ben yaptığımda öyleydi -- (Gülüşmeler) Sanırım, VOIP servisinin en ilgi çekici olmaya başladığı zaman onun, cep telefonlarının içine yerleştirilebildiği andır. | TED | لكنني -- على الأقل كان كذلك عندما جربته -- (ضحك) أعتقد أن نقل الصوت عبر بروتوكول الإنترنت سيأخذ منحى مثير للإهتمام عندما يبدأوا في دمجه في الهواتف النقالة. |
| cep telefonlarının, DVD oynatıcılarının bilgisayarların yapımında kullanılan bir mineral. | Open Subtitles | إنّه معدن يوجد في الهواتف المحمولة وقارئ الأقراص الرقميّة ، والحواسيب |
| cep telefonlarının internet bağlantısı var, ...internette de arama motorları var. | Open Subtitles | الهواتف المحمولة بها شبكة إنترنت، وبها محرّكات بحثٍ |
| Bu kolaydı: cep telefonlarının artan bir şekilde Afrika'da yaygın olduğunu farkettik ve birçok bölgede buna ulaşım vardı. | TED | وكان ذلك سهلًا: أدركنا على الفور أن الهواتف المحمولة صارت متزايدة الشعبية في إفريقيا وأن معظم المناطق لديها وصول إليها. |
| "Mesela bugünkü gazetedeki gibi, hapishanedeki cep telefonlarının dinlenebildiği söyleniyor, olur da bir çete lideri hapishane içinden suç işlemeye devam eder diye. | TED | "مثل ما جاء في صحيفة اليوم، قد قالوا إنهم يستطيعون التنصت على الهواتف المحمولة من السجن، إذا حاول زعيم العصابة مواصلة جرائمه من الداخل. |
| Örneğin, cep telefonlarının alınması. | Open Subtitles | مثلاً الهواتف المحمولة |
| cep telefonlarının... | Open Subtitles | الهواتف المحمولة.. |