| Sen en son ne zaman arabana bindin de cep telefonunu yanına almadın? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة ركبت فيها سيارة ولم يكن لديكِ هاتف متحرك ؟ |
| Bir dahaki sefere tetikleyici olarak cep telefonunu kullanma, süper zeka. | Open Subtitles | حسناً، في المرة القادمة، لا تستخدم هاتفك الخلوي كزناد، أيُها العبقري، |
| Carl, gerektiğinde bize doğruca ulaşabilmesi için neden ona cep telefonunu vermiyorsun? | Open Subtitles | كارل لما لاتكتب رقم هاتفك المحمول في حال ارادت الوصول لنا مباشرة؟ |
| Bilgisayarını, cüzdanını, cep telefonunu, arabasını bıraktı. | Open Subtitles | و ترك حاسوبه و محفظته و هاتفه الخلوي و سيارته |
| Kamboçyalı birimlerimiz cep telefonunu Tay Nin yolunun kenarında buldular. | Open Subtitles | وجدت وحداتنا الكمبودية الهاتف الخلوي بجانب الطريق إلى تاي نين |
| Neden cüzdanını, cep telefonunu ya da üzerindeki mücevherleri almamış? | Open Subtitles | لماذا لم يأخُذ محفظتها أَو هاتفها الخلوي أَو المجوهرات مِنْ جُثتها؟ |
| Öbürü cep telefonunu çıkarıp 911'i arıyor. | TED | الرجل الآخر التقط هاتفه النقال واتصل بـ 911. |
| Birkaç gün önce cep telefonunu aradım, telefonu annen açtı. | Open Subtitles | من يومين اتصلت بكِ على هاتفكِ ردت علي أمكِ |
| Kimliği tamam. Kontorlü cep telefonunu iki gün önce almış. | Open Subtitles | هوية مُحدثة، يدفع الفواتير أولاً بأول هاتف اشتراه، منذ يومان |
| cep telefonunu ya da bilgisayarını kullanmayacaksan pek bir şey sayılmaz. | Open Subtitles | ليس كثيراً عدا لو كنتِ تريدين إستخدام حاسوب أو هاتف خليوي |
| Kullanabileceğim bir bilgisayar yoktu, bu yüzden bir öğrencinin cep telefonunu ödünç aldım. | TED | لم أتمكن من الوصول إلى أجهزة الكمبيوتر، لذا كان على أن أقترض هاتف طالب جامعي أصغر. |
| Ne olursa olsun, eğer bir cep telefonunu yatağınızın kenarında bırakırsanız ertesi sabah milyarlarca cep telefonuyla uyanmazsınız. | TED | بغض النظر عما يحدث، إذا تركت هاتفك الخلوي بجانب سريرك، لن يكون لديك مليار هاتف محمول في الصباح. |
| Bir daha blöf yaparsan, cep telefonunu şarj et. | Open Subtitles | المرّة القادمة عندما تحاول وتخدع، إحرص على أن تشحن هاتفك الخلوي. |
| cep telefonunu ver arayıp nerede kaldığını sorayım. | Open Subtitles | انظر، اعطني هاتفك المحمول سأتصل بها وسأرى ما الخطب |
| - cep telefonunu unutana teşekkürler, partide kimlerin olduğuna dair bol miktarda delilimiz var. | Open Subtitles | الحمدلله أن هناك من نسى هاتفه الخلوي لدينا الكثير من الأدله حول من كان في تلك الحفلة |
| Ancak buna ek olarak, Bir cep telefonunu silahla karıştırma olasılığınız yabancı erkek, iri ve değişik bir ırktan olduğu zaman çok daha fazla. | TED | ولكن أضف إلى ذلك، أنه من المرجح أنك ستعتقد أن الهاتف الخلوي مسدس إذا كان ذلك الشخص ذكراً ضخم البنية ومن عرق آخر. |
| cep telefonunu attığı için onu bulmanın yolu yoktu. | Open Subtitles | لقد قامت برمي هاتفها الخلوي , لذا كان من المستحيل تعقبها |
| Artan bir nüfusumuz var ve herkes cep telefonunu seviyor, özellikle burada bu durumda. | TED | لدينا كثافة سكانية متزايدة و كلنا يحب هاتفه النقال خاصة في هذا الموقف |
| cep telefonunu ele geçirdim onu en son sen aramışsın. - Nasıl göründüğünü biliyorum açıklamama izin ver. | Open Subtitles | حصلت على هاتفه النقال آخر مكالمة تلقاها كانت منك |
| Neden, bütün gün mesaj attığın o cep telefonunu kullanmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تستخدمين ذلك هذا الهاتف الخليوي الذي كنت ترسلين منه الرسائل النصية له طوال يوم؟ |
| cep telefonunu düşürdüğün çantanın içinde unuttun... ve ev telefonu da... kesildi. | Open Subtitles | ... أترين, لقد اوقعت هاتفك النقال هنا ... وخط الهاتف المنزلي مقطوع |
| Şimdi, hepimiz bakarak iyi bir kahkaha atabiliriz yada biriniz bana cep telefonunu ödünç verebilir. | Open Subtitles | الآن , يمكننا كلنا أن نحدق الآن ونضحك, أو أحد منكم يمكنه أن يقرضني هاتفه المحمول |
| İşin garip tarafı, cep telefonunu aradın, ofis telefonunu değil. | Open Subtitles | الغريب أنّك اتّصلت بهاتفها النقّال لا بهاتف مكتبها |
| Bana verdiğin cep telefonunu on kez aradım. | Open Subtitles | حاولت الاتصال بهاتفك النقال أقلّه 10 مرات |
| Neden o cep telefonunu burada bırakmıyorsun? | Open Subtitles | لم لا تترك هذا الهاتف النقال هنا معي |