| Seni tanıdığım kadarıyla cevaplanmamış bir soruyu öylece bırakmazsın, hiç. | Open Subtitles | أنا لم أعرفكِ مطلقاً تدير ظهركِ لسؤالَ لا جواب لهَ، أبداً. |
| En temel sorular cevaplanmamış durumda. | TED | لكن الأسئلة الأساسية تبقى دون جواب. |
| Geriye cevaplanmamış tek bir soru kalıyor. | Open Subtitles | الذي يترك فقط سؤالاً واحد بدون جواب |
| O kadar çok cevaplanmamış "neden" var ki? | Open Subtitles | -ياآلهى، أنا لدى العديد من لمّ الغير مجابة |
| cevaplanmamış bir sürü soru var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاسئلة الغير مجابة |
| Bizim için buna potansiyel bir cinayet gibi davranmaya yetecek kadar cevaplanmamış soru var. | Open Subtitles | هناك ما يكفي أسئلة لم يتم الرد عليها بالنسبة لنا لمعالجة هذه كما قتل محتملة. |
| Geriye cevaplanmamış tek bir soru bırakıyor, değil mi Master Bruce? | Open Subtitles | ولكن ذلك يترك سؤالاً دون إجابة |
| Durumun umutsuz olduğunu ve cevaplanmamış sorular olduğunu biliyorum,... ..ama Dünyalılar'ın soyundan gelenlerden birileri ilk defa burayı, "ev"i aradılar. | Open Subtitles | - أَعْرفُ بأنّه يبدو يائسَا ولكن -هناك أسئلة لا جواب لها،... - لكن هذه المرة الأولى التي يتصل الأحفاد |
| cevaplanmamış soru... | Open Subtitles | سؤال لم يجد له جواب |
| - Çok fazla cevaplanmamış soru var. | Open Subtitles | -كثير من الأسئلة لا جواب لها . |
| Ve bu gerçekten beni cevaplanmamış soruları düşünmeye itti. | Open Subtitles | و جعلني هذا الأمر افكر بأسئلة غير مجابة |
| Bu tutarsız olaydaki cevaplanmamış sorulardan biri de bu. | Open Subtitles | وهذا هو مجرد واحدة من العديد من أسئلة لم يتم الرد عليها في هذه الحالة المحيرة. |
| cevaplanmamış sorulardan bahsetmişken... | Open Subtitles | يتحدث من الأسئلة لم يتم الرد عليها ... |
| O geceyle ilgili cevaplanmamış çok soru var Henrietta. | Open Subtitles | الكثير من الأسئلة المتعلقة بتلك الليلة من دون إجابة يا (هنرييتا) |